21 Kasım 2018 Çarşamba

ÖDÜLLÜ YARIŞMA


Annem her gece yorgundu artık. Her gün sabahın köründe kalkıp maddi durumu iyi olan insanların evlerinde temizliğe gidiyordu. Babam ben doğmadan ölmüştü. Annem de tek başına evimizi geçindirmeye çalışıyordu. Ben evde ekmek bulabiliyorsam yiyordum. Sonra kanepenin üzerine oturup hayaller kurmaya başlıyordum. Kafamda bir sürü hikayeler canlanıyordu. Onlara dalıp gidiyordum.
            Ertesi gün annem ben uyanmadan gitmişti. Bana da bir parça ekmek bırakmıştı. Onu hemen ağzıma atıp evimizin çok yakınındaki okulumun yolunu tuttum. Okula geldiğimde herkes curcuna içindeydi. Birinci ders Türkçeydi. Sonunda ders başlamıştı. Türkçe hocası sınıfta gönüllü öğrencilerin bir yazma yarışmasına katılabileceğini söyledi. Ödülün ise sekiz bin lira olduğunu ekledi. Ben de şansımı denemeye karar verdim. Akşam eve gidince kurduğum hayalleri kâğıda aktardım. Ertesi gün kağıdımı Türkçe hocasına verdim.
            Sonuçların açıklanacağı gün gelip çatmıştı. Bir hafta çok çabuk geçmişti. Çok heyecanlıydım. Türkçe hocası sınıfın kapısından girdi. Beni tahtanın önüne çağırdı. Benim aklımdan bin bir türlü şey geçiyordu. Sonunda sonuçları açıkladı. Ben kazanmıştım. Sekiz bin lirayı hemen aldım. Koşa koşa eve gittim. İki saat kadar annemi bekledim. Geldiğinde sekiz bin lirayı ona verdim. Annem çok sevindi. Evimize yeni eşyalar ve yemek aldık. Artık hayatımız bir düzene girmişti. Azra İNCEKARA 7-B