29 Kasım 2016 Salı

HAYATIN TADINA VARMAK

Geçen haftalarda “Ömür Uzatma Kahvesi’nin” hikâyesini duymuştum. O gece de kahveye gitmeye karar verdim. Kahveye gittim, saat 3 olmuştu fakat daha ortalıkta kimsecikler yoktu. Zar zor bekledim dört yaşlı adam gelene kadar. En sonunda gelmişlerdi, saat 03.30- 04.00 vardı herhalde. Başka masaya oturmuşlardı. Ben de onları görüp hemen yanlarına gittim.
İlk başta kimse konuşmadı sonra dayanamayıp neden buraya, onların yanına geldiğimi anlattım. Fakat hepsi de benim dediğimi önemsemiyormuş gibi bakıyordu. Ardından geçmişte yaşadıkları güzel anıları birbirleriyle paylaşmaya başladılar. Neden bu kadar alakasız bir konuya geçtiklerini anlayamadım ama kahkahalarla o kadar güzel anlatıyorlardı ki sözlerini bölüp sorumu yineleyemedim. Bana kahve ikram ettiler, tadı gerçekten çok güzeldi. Saatlerce konuşup neşelendik.

Sabaha yakın kahveden çıktık ve ardından o kadar çok düşündüm ki bu soruyu “Gerçekten de Ömür Uzatma Kahvesi var mıydı?” Sonra dört yaşlı adamla konuştuklarımız aklıma geldi. Yavaş yavaş anlamaya başlamıştım. Aslında bana ne çok şey anlatmışlardı. Sonunu bilmediğin bir şeyi nasıl uzatacaktık ki? Platon’un da dediği gibi “Öleceğini aklına getiren insanın içine önceleri hiç aklından geçmeyen şeylerin korkusu, kaygısı girer.” Ben de o gece ölüm korkusuyla değil, hayatımızdaki güzel anılarla yaşamamız gerektiğini öğrendim. Ayça Deniz KAYA 7-A