Okulun
son günüydü. Kadir heyecanla öğretmeninin karneleri dağıtmasını bekliyordu.
Acaba karnesi nasıldı? Kalbi küt küt atıyordu. Öğretmen sınıfın kapısında
elinde karneleri ile göründü. Bütün dersleri
çok iyiydi. Öğretmen ve arkadaşları ile vedalaştı. Koşa koşa eve geldi. Zile tüm gücü ile bastı. Kapıyı açan
annesinin boynuna atıldı. Annesi karnesini inceledi.Oğluna tekrar sarıldı.Onu
tebrik etti. Kadir karnesini bir an önce babasına göstermek istiyordu. Babası
birazdan öğle yemeği için gelirdi. Zil çaldı. Kadir koştu, kapıyı açtı.
Babasının gülen gözleri ona bakıyordu. O da ne? Kadir’in günlerdir hayalini
kurduğu bisiklet vardı. Babasının boynuna sarıldı. Teşekkür etti. Bisikletine binmek istedi. Babası:
-Hayır
oğlum! Bisikletine şimdi binemezsin.
Akşam gelirken sana kask getireceğim. Bu
güvenliğin ve sağlığın için.
Kaskın olmadan binmene izin veremem. Bisiklet için bu kadar bekledin.
Biraz daha bekleyebilirsin,dedi. Annesi de babası gibi düşünüyordu. Kadir’in
aklına öğretmenin anlattıkları geldi. Annesine ve babasına hak verdi. Fazla
ısrar etmedi. Babası yemeğini yedi. İşine gitti. Babasının bir an önce
gelmesini diliyordu.
Annesi
akşam yemeği hazırlığı için manava sebze almaya çıktı. Kadir’in canı sıkılıyordu.
Bisikletine bir daha bakmak istedi. Üzerine bindi, çok güzeldi. Hazır evde
kimse yoktu, birkaç tur atsa kimse onu görmezdi. Sonra bisiklete atlayıp
arkadaşlarıyla oyun oynadıkları parka gitti. Arkadaşlarının birinin adı Cenk,
diğerinin adı ise Erdem idi.Cenk uzun
boylu, sportif, kıskanç ve 12 yaşında bir çocuk; Erdem ise kısa boylu, tek
kaşlı, kıskanç ve akıllı bir çocuktu.Cenk ve Erdem, Kadir’i bisikletle görünce
çok şaşırdılar. Ve ikisinin de kıskanç bir yapısı olduğu için içlerinden “Keşke
aynısından bizim de olsaydı.” diye geçirdiler. Kadir onlara “Ben iki dakika karşıdaki
markete gidip geleceğim.Siz bisikletime göz kulak olabilir misiniz?” diye
sorunca ikisinin de gözleri fal taşı gibi açıldı.İkisi de aynı anda “Tabi
bakarız.” dediler.Kadir markete gidince ikisi de Kadir’in bisikletine binip
birkaç tur atmak istediler.Kadir marketten gelince gözlerine inanamadı.
Babasının yeni aldığı bisiklet yerinde yoktu.Bir an “Cenk ve Erdem mi götürdü?”
diye kuşkulandı. Başladı bisikletini aramaya.Annesi de eve gelince ve Kadir’i göremeyince
o da başladı aramaya.Kadir bisikletini arıyor, annesi de Kadir’i arıyordu.
Kadir aradı, aradı bulamadı.En son babasına söylemek üzere eve geldiğinde ne
görsün? Bisikleti bahçedeydi ve arkadaşları da hemen arkasındaydı.Arkadaşları
dedi ki “Seni zor duruma düşürdüğümüz için özür dileriz.Bisikleti ilk
gördüğümüzde kendimizi kaybettik. Ne olur bizi affet!”.
Annesi gelince de annesine durumu anlattı,
bir daha böyle olmayacağına dair söz verdi. Ve bundan sonra da hep arkadaşlarıyla
barışık ve annesiyle de dert ortağı oldu. Nehir OZMAN 6-A