Günlerden bir gün
Miguel jet skisiyle çocuğunu okuldan almaya gidiyordu. Etrafın ne kadar kirli
olduğunu biliyor ama buna aldırış etmiyordu. Çünkü “Kirlenmek güzeldir.” diyordu.
Bu söz Omo reklamlarından alınmıştı. 2000’li yılların başında Omo’nun böyle bir
reklamı vardı. Neyse Miguel çocuğu Ayşen’i okuldan almak için jet skisini
durdurdu. Ayşen onu uçan kaykayıyla çatıda bekliyordu. Bir anda aşağıya indi ama
hala havadaydı. Miguel, Ayşen’i jet ski’ye yerleştirdikten sonra ona Fruko
gazozun son modelini verdi. Yani altında on yüz bin milyon baloncuk ile uçanlardan.
Ayşen gazozunu içerken Miguel de yavaş yavaş eve doğru ilerledi. Eve
vardıklarında Ayşen’in annesi Lopez yemek hazırlıyordu. Ayşen “Anne, yemekte ne
içeceğiz?” diye sordu. Lopez, “Ayşenciğim, akşam yemekte makarna suyu ve
sebzeli tavuk suyu içeceğiz.” dedi. Ayşen bu sıvıları çok severdi ama babası
Miguel’in en sevdiği sıvı menemen suyuydu. Annesi Lopez ise avokado salatası
suyunu severdi. Akşam oldu, yemekler yendi. Bütün ailenin elinde şeffaf telefonları
vardı ama yine de televizyon çalışıyordu. Miguel kızına “Ödevin var mı?” diye sordu. Ayşen “Yok babacık.” dedi. Lopez mutfağa
gidip tatlıları getirdi. Ayşen tatlı yemeğe bayılırdı. Tatlı olarak aşure suyu
vardı. Tatlısı biten Ayşen odasına gitti.
Odasının duvarları
şeffaftı ve etrafta balıklar vardı. Yeni evleri suyun altındaydı. Odasında
oynamaya başlayan Ayşen’in yanında bir anda bir yunus belirdi. Ayşen yunus ile
oynamaya başladı. Ama bir süre sonra yunus ortadan kayboldu. Ayşen çok üzüldü
tam o sırada Ayşen’in tavanında renkli denizyıldızları belirmeye başladı. Ayşen
hangisine dokunsa onun rengi değişiyordu. Ayşen bunun çok eğlenceli olduğunu
düşündü ama bir süre sonra denizyıldızları da kayboldu. Ayşen etrafına bakındı
ve aniden odası sarsıldı, gelen beyaz balinaydı. Yanlışlıkla Ayşen’in odasına
çarpmıştı. Ayşen ona bir şey olacak diye çok korktu. Daha sonra yunus, beyaz
balinaya yardım etmek için yine geldi sonra ikisi birlikte odadan uzaklaştılar.
Tam o sırada bir denizatı geldi ve Ayşen’e “Seni suda gezdirmemi ister misin?”
diye sordu. Önce Ayşen onun nasıl konuştuğunu anlayamadı ama sonra “Tamam, çok
isterim.” dedi. Birlikte suyun altında dolaşmaya başladılar. Denizatı Ayşen’i rengârenk
deniz canlılarının olduğu bir mağaraya götürdü. Orada renkli balıklar, renkli
taşlar ve mercanlar vardı. Muhteşem bir yerdi. Denizatı Ayşen’e “Gel, seninle
oyun oynayalım!” dedi. Ayşen mutlulukla “evet” diye bağırdı. Oyun parkına
benzeyen bir yere geldiler. Sanki bir salıncak ve bir trambolin vardı. Birlikte
oynadılar. Artık eve dönme vakti gelmişti, Ayşen denizatının sırtına bindi. Denizatı
çok hızlı gidiyordu. Aniden durması gerekti ve Ayşen düştü. Ne olmuştu? Ayşen bir
anda uyandı ve böyle bir şey olmadığını anladı. Koşarak anne ve babasının
yanına gitti. Olan bitenleri onlara anlatmak için sabırsızlanıyordu. İdil SERTER 6-B