27 Şubat 2015 Cuma

YAZ YAĞMURUM

Yol karanlık ve sessizdi. Issız bir yerdi burası, ne olacağı belli olmazdı. Korkuyordum açıkçası. Her ne kadar iri yarı olsam da başıma bir şey gelebilirdi. Bunları düşündükçe, adımlarım hızlanıyordu. Yağmur da yağıyordu üstelik. Normalde yağmur varken, içim huzur dolardı. Fakat bu sefer öyle değildi. Yağmurun şiddeti arttıkça benim de kalp ritmim şiddetleniyordu. Neden böyle olmuştu? Yaz yağmuruydu bu, bana şans getirirdi. Böyle düşünüyordum çünkü muhteşem bir anısı vardı benim için. Yaz yağmuru, düşüncelerimin başucundaydı.

Mevsimlerden yazdı, her zamanki gibi yürüyüşe çıkmıştım. Evden çıkıp deniz kenarına yürümeye koyuldum. Tam deniz kenarına gelmişken, aklıma bir fikir geldi. Oturduğum sitenin diğer taraflarını hiç gezmemiştim, merak ediyordum. Ani bir karar değişikliği ile siteye döndüm ve dolaşmaya başladım. Tam bir evin bahçesindeki çiçeklere bakarken, bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başladı. Sırılsıklam olmuştum. O arada evin sahibi kapıyı açıp beni içeri davet etti. Nazik, bekar bir hanımefendiydi. Çok hoş biri gibi görünüyordu. İçeri girince biraz sohbet ettik. Tek kelimeyle mükemmel biriydi. Bu, yazın ilk yağmuru, beni dünyanın en şanslı kişisi yapmıştı. İsmi Yağmur'du. Şansa bakın, yağmur sayesinde tanıştığım kişinin adı da Yağmur'du.

Aradan 1 ay falan geçmişti, iyice bağlanmıştım ona. Her günümüzü birlikte geçiriyorduk. Arkadaşça. Öyle görüyorduk birbirimizi, arkadaş olarak. Belki de sadece o öyle görüyordu. Her ne kadar arkadaş olduğumuzu sansam da ben ona ister istemez aşık olmuştum. Evet, evet. Kesinlikle aşıktım ona. Onsuz yapamıyordum. Her zaman yanımda olsun istiyordum. Onu her saat, her dakika ve her saniye özlüyordum.

Bir gün yanına gittiğimde bana gideceğini söyledi. Bunu duyduğumda beynimden vurulmuşa döndüm. Yurt dışına gidemezdi. Beni bırakamazdı. Ertesi gün evine gittiğimde eşyalarını toplamış, gidiyordu. Ona son bir kez sarılma şansım vardı. Sarıldım. Belki de hiç geri dönmeyecekti. Mutsuz bir şekilde taksiye bindi ve uzaklaştı. Yapabildiğim tek şey, arkasından bakmak olmuştu...

İşte o günden beri, yaz yağmurlarının bana uğur getirdiğine inanırım. Her gün onun evinin önünden geçerim. İşte bu yağmurlu yaz gününde de, onun evine gidiyordum. Eve yaklaştığımda, evin ışıklarının yandığını gördüm. Koşarak evin yakınına gittim, kapı açıktı. İçeri girdiğimde bir kadın gördüm. İlk başta her ne kadar tanımasam da, sonradan Yağmur olduğunu anladım. İnanamıyordum. Ne kadar değişmiş ve güzelleşmişti. Yıllardır hasretini çektiğim insan karşımda duruyordu. Kim olduğumu anlamıştı sanırım. Bana gülümsedi. Gülüşü hala aynıydı. Sıcacık ve samimi. Sonra birden, gözleri derinleşti, bakışları uzaklara kaydı. Dudaklarında hafif bir tebessüm belirdi, eskileri hatırlıyordu o da. Bir anda gözleri parladı ve bakışlarını bana yöneltti. Gözlerinin içine baktığımda eski günlerimizi görebiliyordum. Koşarak boynuma atladı. Onu özlemiştim. Düşüncelerimin başucundaki kadın, yaz yağmurum, şimdi yanımdaydı... Delfin ODABAŞI  8-A