30 Ekim 2015 Cuma

AYDINLATAN IŞIK

         Kitap bize bilgi getirir. Düşüncelerimizin gelişmesini sağlar. Kitap okuyunca her konuyu daha iyi anlarız. Kitap okurken vakit daha çabuk geçer. Yalnız kaldığımızda kitap bize arkadaşlık eder. Çok kitap okuduğumuzda, daha fazla sözcük öğrendiğimiz için güzel ve etkileyici konuşuruz.
       Okuduğumuz bilgiler sayesinde daha kolay hayal kurabiliriz. Okumak için hiçbir zaman yaş ve ortam engel değildir. Okumak insana keyif verir. Okumak başarı getirir. Kitap okumak insanın düşüncelerini daha rahat sunmasını sağlar.

     Kitap okuyan insan, kültürlü olur. Kitap okuyan bir insanın beyninin algılaması, okumayan insanlara oranla yüzde altmış daha fazladır. Toplumda daha çok söz sahibi olup saygı duyulan bir kişi olmak için çok kitap okumalıyız. Kitap okuyan kişinin her zaman kendine güveni fazla olur. Cem ŞERBETÇİ 5-A

28 Ekim 2015 Çarşamba

YAŞAMIMIZI ENGELLEYEN İPLER

Yaşamımızı engelleyen ipler ne demek? Yaşamımızda bizi kısıtlayan, yapmak istediklerimizin gerçekleşmesine engel olan durumlardır. Bence utangaçlık bunlardan biridir. Utangaç olmak  bir oyunda çevrimiçi ve çevrimdışı olmak gibidir. Çevrimdışı olduğumuzda da oyundaki başarımızı gösteremeyiz. Sadece kendimiz bu başarıyı biliriz. Bundan kurtulmak için, utandığımız şeyin üzerine gitmeliyiz. Mesela yeni gittiğimiz bir okulda kimseyi tanımadığımız için utanırız. Bunu yenebilmek için arkadaş edinmeye çalışırız. Arkadaşlarımız arttıkça da kendimizi daha rahat hissederiz. 
Aynı zamanda korku da yaşamımızı kısıtlayan bir engeldir. Örneğin karanlık korkusu. Özellikle korku filmleri izlediğimizde böyle bir şey olur.  Filmde izlediğimiz karakterlerde canavar varsa ve bunlar bir anda karanlıktan çıkıyorsa karanlık olan yerde sanrılar (halüsinasyon) görebiliriz.
Bir de bazı insanlar evcil hayvanlardan korkarlar. Korkmamak için, onları beslemek ve daha çok zaman geçirmek birbirimize alışmamıza yardım eder. Böylece korkularımız yok olur.
 Elektronik aletlerde yaşamımızı engelleyen iplerdendir. Çocuklar tabletle ve bilgisayarla oynadıkları için kendilerini derslerine iyi veremezler ve kötü notlar alır. Sonuçta da hem aileler hem de çocuklar üzülür. Bunu yenebilmek için her şeyi eşit yapmalıdırlar.
Tabii bir de heyecan var eğer bir şeyi ilk defa yapıyorsak heyecanlanırız. Bunu yenebilmek için oraya gittiğimizde heyecanlanmayacağımızı düşünmeliyiz. 
Kısacası hayatımızı engelleyen iplerin neler olduğunu bilirsek onlardan kurtulmanın yollarını da bulabiliriz. Sarp KUMCUOĞLU 6-B

ENGELLER

Hayatımızda pek çok engelle karşılaşırız. Bu engeller gelişmemizi engeller. Bu engellerden kurtulmalıyız. Bunlar bizi hayatta geriletir. Mesela okulda gelişmemizi aile baskısı, gereksiz derecede ödevler veya öğretmen baskısı engelliyor olabilir. Bunları aşmalıyız. Engeller kelepçe gibidir, dünyaya açılmamızı zorlaştırır. Bir de onun anahtarı vardır, çözüm ve o anahtar sizin elinizde, sadece nasıl kullanmanız gerektiğini bilmeniz gerek. Bu engelleri yüz metre engelli koşar gibi aşmalıyız.
Engeller ayağımıza bağlanmış metalden, siyah, ağır ve zincirli bir prangadır. Bu engelleri aşmak için onları görmezden gelebilir, planlı ve düzenli çalışarak aşabilir; engeller hakkında ilgili yerlere bir şikâyet dilekçesi verebiliriz. Bu konu hakkında Ali Suat: “Engeller aşılmak için, takılmak için değil.”, Anton Çehov: “Aşılmasına imkân olmayan hiçbir duvar yoktur.”, B. Bornak: “Yanına varmadan hiçbir köprüyü geçemeyiz.”, Bernard Shaw: “Eğer yürüdüğümüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.”, Mustafa Kemal Atatürk: “Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem, o işe neler mani olur diye düşünürüm, engelleri ortadan kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.”, İmam-ı Gazali: “Uzak mesafelere ulaşmak yakın mesafeleri aşmakla mümkündür.” demişler.
Yukarıda paylaştığım yetkin kişilerin sözlerinden yola çıkarak aşılmayacak engelin olmadığını, engellerin başarıya ulaşmanın yolu olduğunu, engelsiz yoldan hayır gelmeyeceği sonucunu çıkarabiliriz. Kısacası engeller aşılmak için vardır, biz o engelleri aşmazsak asla başarıya ulaşamayız. Ege Ilgaz YÜKSEL 6-B                      

KİTABIN FAYDALARI

Kitap insanın icat ettiği en iyi şeylerden biridir. Kitap okuyan bir insan bir sürü bilgi öğrenir. Her kitap bilgi doludur. Bir kitaptan bile birçok şey öğrenilebilir. Tabii birden fazla okursak daha iyi olur. Kitap kendisini okuyan kişiyi aydınlatır ve daha zeki, ileri görüşlü, çalışkan ve benzeri üstün niteliklerde olmasını sağlar. Aydınlanan kişi aydınlık görüşlü olur ve başka kişileri de aydınlatır. Aydınlanan kişi de başkalarını, onlar da başkalarını aydınlatır. Böylece birçok kişi aydınlanır ve aydınlık görüşlü olur. İşte bu yüzden büyüklerimiz hep kitabın çok değerli olduğunu söylerler ve kitabın bundan daha fazla yararı vardır. Çınar ÇAM 5-A



27 Ekim 2015 Salı

ÖNYARGILAR

Garip bir şeydir önyargı. İnsanın düşünmeden konuşmasından ve davranmasından ortaya çıkar. Özellikle sabırsız insanlar çok fazla önyargı barındırırlar içlerinde. Mesela dünyamızda, ülkemizde en çok yaşanan sorun, ırkçılıktan ortaya çıkıyor. Garip ama değil mi?
İnsan bir kere önyargı oluşturdu mu içinde, yükselmekte ve ondan kurtulmakta bile zorlanır.Ne demiş atalarımız: “Kurbağayı gölden alıp koltuğa oturtsan bile o yine göle atlarmış.” Yani insan alışkanlıklarından zor vazgeçerler. Hep içlerinde bir huzursuzluk olur böyle insanların. Çok mutlu görünseler bile gerçekte üzgündürler. Bende istemezdim böyle yapmalarını fakat dediğim gibi bir kere önyargıya kapılırsa bir daha önyargısından vazgeçemez.
Eğer örnek verecek olursak tanıdığım bazı insanlar var. Bazı arkadaşlarımın, bazı insanların kalbini bu yüzden kırdığını biliyorum. Onlara söyledim fakat dinlemediler. Arkadaşım her geçen gün üzülüyordu.Sesimi çıkarmıyordum. Zaten o da onlara aldırmıyordu. Bazen aldırmamak daha iyidir ya :D.Yani olayın sonucu iyi bitmedi.
Velhasıl, eğer biz yolumuza, hayatımıza böyle devam edersek bu ülkenin ve dünyanın durumu bayağı kötüye gidecek. Sonunda insanlar bencilleşecek. Ekin YAKA 6-A 

ENGELLER

Yaşamımızda bizi engelleyen iplerden kurtulmak için çok çalışmalıyız. Çok çalışalım ki cahillikten kurtulalım. Cahillikler bizi iplere bağlıyor. Sadi Sirazi’nin de dediği gibi “Cahil insanlar davul gibidir, sesi çok çıkar ama içi boştur.” Yani cahil insanlar saftır, çok konuşurlar ama temelleri yoktur.
İplerden kurtulmanın ikinci yolu da önyargılarımızdan kurtulup her şeye çok yönlü bakmaktır. Önyargılı insanlar tek bir noktaya bakarken bilgili insanlar çok yönlü bakarlar. Bakış açımızı değiştirmeliyiz. Mesela Türkiye’nin % 75‘i önyargılıyken, % 25’i hayata çok yönlü bakar. Bilmediğimiz bilgileri araştırarak öğrenip bu bilgileri etrafımızdakilerle paylaşmalıyız. Paylaştıkça herkes bilinçlenir. Mesela “yurt” kelimesini merak ediyorsunuz; internetten araştırıp bilmeyenlerle paylaşabilirsiniz.
Aslında engellerden kurtulmak bizim elimizde. İstersek bütün ipleri çözebiliriz. Biz çoğu zaman bilincinde olmasak da bütün düşüncelerimiz hayatımızı olumlu veya olumsuz şekillendirir.
Çoğu zaman biz, başkalarından etkilenip bazı şeyleri yapamadığımızı düşünürüz ama aslında her şey bizde biter. Düşüncelerimizi değiştirdiğimizde önümüzdeki engeller kalkar, akan sular durur ve kendi istediğimiz gerçeği yaratabiliriz. Albert Einstein’in dediği gibi: “Mutlu bir yaşam istiyorsanız hayatınızı bir amaca bağlayın, kişilere veya eşyalara değil.” Einstein demek istiyor ki bir amaca bağlanırsanız hayatı daha anlamlı ve kolay yaşarsınız.

Dediğim gibi engellerimizden kurtulmanın birçok yolu vardır. Bu engellerden kurtulup iplerimizi çözmek istiyorsak her yolu deneyip çok çalışmalıyız. Aslında iplerimizden kurtulmak istiyorsak kurtulabiliriz. Ayça Deniz KAYA 6-A

26 Ekim 2015 Pazartesi

DEĞİŞMEK ELİMİZDEDİR

Alışkanlıklar bazen bizi ele geçirir. Çoklukla onları yapmadığımız zaman kendimizi kötü hissederiz. Kendimizi bunlardan kurtarmak isteriz fakat bilinçaltımız bizi engeller. Alışkanlıklarımız bilinçaltında oluşur. Bilinçaltının, yapıldığında kötü hissettiren, zarar verdiğini düşündüren bir özelliği vardır. Bilinçaltının böyle bir özelliği olmasına rağmen iyi bir tarafı da vardır. Mesela iyi bir alışkanlık edinmek gibi. Bir de bilinçaltımız çok kısa sürede öğrenir. Bu yüzden işte bu bizi kısıtlayan ve engelleyen huylarımızı köreltmeye yarayan yöntemdir. Yeni alışkanlıklar edinmek.
“Sürekli yaptığımız şey ne ise biz oyuz, o zaman mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır." diyen Aristoteles bize mükemmelliğin veya iyi biri olmanın anahtarının alışkanlıklarda saklı olduğunu anlatmak istemiş. Bu yüzden alışkanlıklardan ve bizi sınırlayan koşullardan kurtulmak için yeni alışkanlıklar edinmekten korkmamalıyız. Unutmayın bilinçaltımız öğrenmekten asla vazgeçmez. Batu ŞAN 6-A

FENERİM

Kitaplarla ilgili olumsuz düşünceler düşünmeyin. Tabii ki herkesin sevmediği kitaplar olacak ama o yüzden kitap okumaktan kaçınırsanız fenerinizin şarjı biter. Bunu zor bir durum olarak anlamayın. Sadece kendinizi çok sıkmadan okuyun. Emin olun ki kitap hakkında olumsuz cümleleriniz azalacaktır.
Mesela ben de hiç hoşlanmazdım kitaplardan. Fenerimi hiç ama hiç yakmazdım. Türkçe derslerimde hiçbir soruyu cevaplayamazdım. Bu sırf Türkçede başıma gelmezdi; öbür derslerde sorulan soruları kitap okuyan arkadaşlarım cevaplarken ben bilemezdim. Size de söylendiği gibi bana da: “Kızım, sen de kitap oku.” derlerdi. Saçma bulurdum. Okurdum, başı sıkıcı diye vazgeçerdim. Sonra arkadaşlarımla okumaya başladım ama yine de deliler gibi kitap okumam. Çeşit çeşit türleri denemekten hoşlanmam. Genelde sevdiklerimi seçerim. Yine de yakmadığım fenerimi yakıyorum ve arada fark yarattığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Ben fark yarattığımı hissettim, siz de hissedin. Zeynep KOÇ 5-A

23 Ekim 2015 Cuma

KURŞUNSUZ KALEM

          Yazarların, gazetecilerin yazdıkları, yani kalemleri çok önemlidir çünkü birçok insan onların yazdıklarından etkilenir ve onların yazdıkları doğrultusunda hareket eder.
       Yazarlar kalemlerine kurşun koyarsa yani düşmanca, insanları birbirine düşürecek yazılar yazarlarsa, onları okuyup onlardan etkilenen insanlar kavga etmeye hatta birbirlerini öldürmeye başlarlar. Bu nedenle yazarlar, kalemlerinden kurşunları çıkarıp güzel ve birleştirici duygular verecek yazılar yazmalılar. Böylece onları okuyup takip eden insanlar birbirlerine iyi ve saygılı davranırlar. Kavga etmezler, birbirlerini öldürmezler.
          Bu nedenlerle yazarlara ve daha da önemlisi gazetecilere büyük sorumluluk düşer. İnsanların birbirilerine sevgi ve saygı duyduğu kardeşçe ve uyum içinde barış dolu bir dünyada yaşamaları için bu çok önemlidir. Sarp Ada KAYA 5-A

KİTABIN FAYDALARI

Kitap okumak insanın bilgisinin, kültürünün gelişmesini ve aydınlanmasını sağlar. Zaman geçtikçe insan aydınlandıkça etrafını da aydınlatmaya başlar fakat dünyanın her yerinde o kadar çok bunu bilmeyen var ki bu yüzden çoğu insan bilgisiz oluyor. Kitap dünyayı ve geleceği değiştirecek malzemelerdendir. Daha önce çoğu kişinin gördüğü bir şeyi anlatmak istiyorum: Birçok genç fark ettiyseniz elinde ya telefon ya da sigara ile yürümektedir. Bunun yerine herkesin elinde kitapla yürüdüğünü hayal edin. Bilginin ve teknolojinin ne kadar harika olacağını düşünün. Cam televizyonlar, su geçirmez kıyafetler çok harika olurdu. Onun yerine şimdi ise sigara ve telefon, bu nedir! Tam bir utanç kaynağı bence. İnsanlar telefonla uğraştığı kadar kitapla uğraşsa dünya müthiş olurdu. Kaan ÇAĞLAR 5-A

21 Ekim 2015 Çarşamba

YILMAK YOK!

    Hayatımızda birçok engel vardır. Bazıları küçük olaylar, bazıları ise daha büyük sorunlar ve engellerdir. Küçük bir kızın bebeğim diye ağlaması çok büyük bir sorun olmayıp bir kimsenin iş bulamaması veya kendi kişisel ihtiyaçlarını sağlayamaması, haklarını alamaması daha büyük bir sorundur.
        Bu sorunlar ile ilgili farklı düşünceler ve görüşler vardır. Bu görüşleri kabaca ikiye ayırdığımızda pes etmek ve zorluklarla mücadele etmek olarak değerlendirilebilir. Zorluklarla mücadele etmeyle ilgili olarak Paulo Coelho’nun sözü olan “Ok ancak geri çekerek atılır. Hayat seni zorluklara geri çekiyorsa seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir. Nişan almaya devam et.” ve Gasson’un sözü olan “İnsanın en büyük dostu zorluklardır. Çünkü insanı karşılaştığı zorluklar kuvvetlendirir.” sözleri çok önemli sözlerdir. Zıt bir düşüncede olan Bob Marley ise “Her şey yolunda gitmiyor bazen, ne yaparsan yap olmuyor yine de! En zoru da bunlara rağmen gülümsemek zorunda kalmak işte.” sözünü söylemiştir.
            Zorluklara kendini teslim eden yani zorluklara karşı direnemeyen insanların başarılarının ve güdülenmelerinin standarda göre daha düşük olduğu birçok bilim adamı tarafından gözlemlenmiştir. Zorluklarla başa çıkabilmek için kişisel gelişim kitaplarının okunması, aile bağlarının güçlenip zor anlarda bir kimsenin o kişiye destek çıkması, konsantrasyonunun arttırılması ve arkadaşlık en önemli etkenlerdir. Bu değerlerin küçük yaşta alışkanlık edilmesi gerekmektedir. Yarın, hayatımızın geri kalanının ilk günü olduğunu unutmadan, hiçbir şeyden yılmadan,hayattan keyif alarak yolumuza devam etmeliyiz. Elif KAYA 6-B

AYDINLANMA YOLUNDA

Kitap ışık gibidir. İçindeki bilgiler okundukça insanın zihni aydınlanır. Kitaplardaki her bilgi bilmediğimiz ülkelere, bilmediğimiz kültürlere, tanımadığımız insanlara doğru yola çıkarır. İnsanlar çok okursa çok bilir, okudukça öğrenir. İnsanın zihni aydınlanır, düşünceleri gelişir. Kitap okuyunca insan gelişir. Okur ve okudukça, hayal gücü artar. Bildiklerini paylaşır, başkalarını da aydınlatırlar. Bir toplumun aydınlanması için çok okuması gerekir. Okumak toplumun alışkanlığı haline gelmelidir. Kütüphaneler kurularak herkese olanak sağlanmalıdır. Okumalı herkes, aydınlanmalıdır. Toplumlar okuyarak gelişirler. Her okunan kitap verilen ışığın şiddetini arttırır, bilgiyi güçlendirir.
     Bilgi ışıktır, kitap kaynağıdır. Yolumuzu aydınlatmak için hep okumalıyız. Çevremizi aydınlatmak için, ışıldayan bir toplum olmak için hep beraber çok okumalı ve bilgileri paylaşmalıyız. Defne Bedir 6-A

KALEMLER

Ben kitapları okuduktan hep üç ay sonra bir daha okurum çünkü üç ay sonra okuduğumda daha iyi anlarım. Bir önceki okuyuşumdaki deneyimimle okumam. İkinci okuyuşumda daha dikkatli olurum mutlaka. Kaçırdığım yerleri görürüm. En önemlisi de birinci okuyuşumdan aldığım bilgilerle okurum o kitabı. Ama hep bir şey fark ederim üç ay sonra. Ben birinci okuyuşumda sadece kitabı izlemişim. Önemli olan kitabı okumak değil, okuduğunu anlamaktır oysa.
Bazı kitaplarda hayat dersi vardır. Yazar kitaba yaşamını, pişmanlıklarını, sevinçlerini… her şeyini döker kitaba. Biz de oradaki çoğu şeyden ders çıkarırız.Ama ne yazık ki artık kitapların yerini telefonlar aldı. İnsanlar sosyal ağlarda geziniyordur mutlaka. Ama unutmayın:En büyük mucitler Instagram’daözçekimyaparak değil, çalışarak en önemlisi kitap okuyarak yaptı o buluşları. Bilginin yerini telefonlar almasın! Zeynep Musal 5-A

KALEM EN GÜÇLÜ SİLAHTIR

Dünyanın en güçlü silahı kalemdir, bunu iyi kullananları kimse yenemez.Kalem akıllı ve onu kullanmasını bilen insanın, yazarın, şairin elinde en silahı güçlü devirebilecek güce sahiptir çünkükalem, bilgiye, bilime açılan kapının anahtarıdır. Kalem ile yazılanlar sayesinde bilgi, herkese kolayca ulaşabilir.
Kalem sayesinde yazılanlarla, eğitim sahibi bir toplum olur. Bu sayede de bilim ve teknolojiye sahip olunur. Ama hiçbir şeyin yazılmadığı, okunmadığı bir toplumda ise bilimden, teknolojiden söz edilemez çünkü bir söz vardır: "Kalemi güçlü olan, daha güçlü silahlar da icat eder.”. Fakat kalem saygı getirir, kurşun ise korku hissettirir. İkisi de güç unsurudur, ancak bence önemli olan hangisinin daha doğru kullanıldığıdır.
Tarihimize baktığımızda silahlar ile kazandığımız pek çok savaş sonrasında, masa başında aldığımız yerleri kaybetmişliğimiz de vardır. Bu yüzden en güçlü silah kalemdir. Bora KOZAK 5-A      

19 Ekim 2015 Pazartesi

BAŞARIYA DOĞRU

Başarı, bizi özgürlüğe ulaştıracak yöntemdir. Başarıya yan gelip yatmakla ulaşamayız. Ancak azim ve çalışma ile başarıya ulaşabiliriz. Bence başarı bir kaleme benzer. Mesele, onu nasıl ve ne için kullanacağımızı bilmektir.

Mustafa Kemal Atatürk der ki: “Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleri ortadan kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.”

İşte Atatürk’ün bu sözü, bize nasıl bir yol izleyeceğimizi göstermektedir. Başarı deyince aklıma “özgürlük” geliyor. Zaten başarının sonunda özgürlük yatar. Bir anahtardır başarı, istediğiniz kapıyı açar. Tabii siz özgür olmak istemiyorsanız başka. Yine de her şeyi dozunda tutmak gerekir. Özgürlüğün dozunu da. Hedefimiz özgürlükten çok başarılı olmaktır. Başarıya giden yolda, arkadaşlık ve dürüstlük de önemlidir.

O yüzden beyninizi yeni doğmuş bir bebek gibi düşünün; bu bebeğin babası veya annesi sizsiniz. Bebeğinizi büyütmeniz ve geliştirmeniz gerekir, öyle değil mi? Yararlı şeyler öğrenmeli ve hayatımıza uygulamalıyız. Yeni bilgiler geldikçe de diğerlerini ve yeni bilgileri çalışmalıyız.

En iyi program şudur: ÇALIŞMAK = BAŞARI = ÖZGÜRLÜK.

Bu programa uymak sizi, iyi bir geleceğe hazırlar. Kısacası, çalışın ve başarılı olun.

Efe TÜMER 6-A

BİLGİ-KİTAP-AYDINLATMA ÜÇLÜSÜ

Bilgi, her şeyden önce gelir. Bilgisiz insan, hiç kitap tutmayan insan aydınlanamaz, aydınlatamaz.
Kitap okumak bilgiyi arttırır. Çok kitap okuyup okuduğumuzu anlarsak aydınlanırız. Boşuna dememişler, “Kitap insanın en iyi dostudur.” diye.
Çok kitap okuyan liderimiz Atatürk’ü örnek alırsak biz de onun gibi başarılı olabiliriz. Atatürk çok kitap okumuştur. Bu nedenle bizi o aydınlatmıştır. Biz de onun sayesinde aydınlandık, bu günlere geldik. Hala çok başarılı olmayabiliriz ama bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Çok çok kitap okuyoruz. Atatürk’ün aydınlattığı yoldan ilerliyoruz.

“Kitap okuduk okumasına ama, şimdi ne yapmalıyız?” diyenler aydınlandıysa aydınlatmaya başlasın. Hiç durmasın! Çünkü yeni nesiller yani biz, sizin arkanızdan geliyoruz. Hiç takılmadan ilerleyin! B. Elif NALÇAKAN  5-B  

18 Ekim 2015 Pazar

VAZGEÇMEK YOK

      Hayatımızda bizi engelleyen birçok olay ve sorun vardır. Bunlardan kurtulmak için çaba göstermeliyiz. Ancak hiçbir zaman pes etmemeliyiz. Birinin sınavdan altmış alması büyük bir sorun değildir çünkü çalışarak ve çaba göstererek bir dahaki sınavda daha yüksek not alabilir. Ancak birinin işten atılması büyük bir sorundur.
      “Kazananlar hiç hata yapmayanlar değil asla vazgeçmeyenlerdir.” denmiş. Nazım Hikmet’in “Yok öyle umutları yitirip karanlıklara savrulmak. Unutma, gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak…” ve Mevlana’nın “Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme!.. İşte orası kaderinin değişeceği noktadır!” sözleri ne kadar da güzel anlatır yılmamayı, pes etmemeyi!  Kaldı ki eğer zorlanıyorsanız yardım da alabilirsiniz. Ama emin olun ki o işi kendiniz yaptığınızda daha mutlu olacaksınız :). Defne YILMAZ 6-B

17 Ekim 2015 Cumartesi

ZİNCİRLERİ KIRMAK

Herkes doğar, büyür ve ölür ama kimileri dünyamızda bir iz bırakarak gider. Ayrıca insanlar kimileri tarafından gizlice yönetilir, kimi yönetir, kimi ise herkesten farklı, kendi gibi olurlar. En olanı ise kendi gibi olmaktır. Çünkü insan kendi gibi olursa bu onu iyi iş imkanlarına, iyi bir yaşama sürükleyebilir. Bu onun kapasitesine bilgisine ve akademik başarısına bağlıdır. Bu konuyu aşan bir konudur, o yüzden bunu bir kenara atalım ve konumuza devam edelim. Bir de hayatımızda, dünyamızda kendini akıllara kazıyan dünyaca ün salmış önemli kişiler de vardır. Onlar biz insanlar için önemli şeyleri kurmuş, bulmuş veya bunun gibi şeyler yapmış kişilerdir. Onlar da özgün kişilerdir. Bu kişiler insanlara iyi bir örnek olabilir, bu da onlara bir fikir verebilir ama ille de dünyada bir iz bırakmak zorunda değiliz, insanlar arasında iyi hatırlanalım yeter.
Gelelim bu zincirlerden, iplerden nasıl kurtaracağımıza; insanların sizi yönetmemesi için biraz uyanık olmalısınız ya da herkese çok fazla güvenmemelisiniz. Örnek vermek gerekirse Bob Marley: “Sen kim oluyorsun da benim yaşadığım hayatı yargılıyorsun? Ben mükemmel değilim ve olmak zorunda değilim! Parmağın ile beni işaret etmeden önce ellerinin temiz olduğundan emin ol.” demiştir. Sigmund Freud ise: “Garip değil mi? Yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında arkandan konuşacak kadar yüzsüzler.” demiş, bu iki söz de bir şekilde yaşamımızdaki iplerden, zincirlerden, engellerden kurtulmamız hakkında bilgi veriyor. Kırın zincirlerinizi artık! Ekin TURGUNER 6-B

UMUDUNU KAYBETME

Herkes ileride yapmak istediklerini yapamayabilir. Örneğin yazar olmak isteyen biri onun yerine doktor olabilir. Veya emlakçı olmak isteyen biri önündeki birkaç engelden dolayı hiç çalışamayabilir. Bazen anne-babalarımızın, bazen öğretmenlerimizin ve bazen de büyüklerimizin kararlarından dolayı bunlar olabilir.
         Kendine güveni daha çok olan kişiler büyüklerini aşıp ikna ederek istediklerini yapabilirler. Bizler böylelikle daha da rahatlamış oluruz. Bu tür engelleri herkes yaşayabilir. “Engeller aşılmak içindir, takılmak için değil.” demiştir Ali Suat. “Aşılmasına imkan olmayan hiçbir duvar yoktur.” demiştir Anton P. Çehov. Böyle durumlarda olanlar, aynı engelli yarışa katılan yarışmacılar gibidir. Biz nasıl o engelleri geçmeye çalışırsak sporcular da deneye deneye yarıştaki engelleri geçmeye çalışır. İnsan bir engeli çok çabuk da geçebilir. Veya 2-3 yılda, yani uzun bir zamanda da aşabilir. Yine de umudunu yitirmemelidir. Başarınca sadece bir engel aşmıştır. Başardığımızda çok mutlu oluruz. Asla enerjimizi yitirmemeliyiz. Çünkü 3-4 engel daha karşımıza çıkabilir. Hemen bırakırsak bu engeller karşısında daha güçsüz kalırız. Ve bunun sonucunda yıkılırız. Ama devam edersek ve bir engel daha geçersek geçtiğimiz engeller bize yardımcı olabilir. Ama son engelde kalıp umudumuzu yitirirsek o zaman bir daha hayalimize ulaşamayabiliriz. Bazı kişiler bundan sonra yeni ve hayallerinden farklı olarak başka yerlere geçerler. Ve mutlu olabilirler. Yine de mutlu olmazsak biz kaldığımız yerlerden devam edip gideriz. Hayallerimize ulaşırız. Çok rahatlarız.
            Kısacası, asla umudumuzu kaybetmemeliyiz ve engelleri aşıp hayallerimizin peşinden gitmeliyiz. Yağmur KASKAN 6-B

ÖĞRENMEK

Öğrenmek yaşam boyu süren çok anlamlı bir etkinliktir. Okullardaki eğitim yaşamımız bizi yarınlara hazırlar. Bilginin kuvvet olduğunu yaşayıp görürüz. Bilim insanları zorluklara karşın çabalarından vazgeçemeyen kararlı insanlardır.
Dünkü Cumhuriyet gazetesinde Prof. Dr. Aziz Sancar'ın Nobel ödülü aldığını öğrenip ulusça çok sevindik. Çocukken hayali milli takım kalecisi olmakmış. Ne ilginç, değil mi? Her canlı yavrularını yaşama hazırlıyor. Yaşamda kalmak, öğrenmek ve deneyimleri paylaşmakla mümkündür. Yaşamın hepimiz için olanaklı olması, barışçıl ve paylaşımcı olmamıza bağlıdır. Bencil insanların düşünce ve duygu zenginliği gelişemez. Yakınlık, güven ve sevgi yaratıcılığımızı arttırır. Örneğin aile içinde konuşup birlikte çözüm üretenler, günlük yaşam sorunlarıyla daha kolay baş edebilirler. Tartışıp duranlarsa yeni sorunlar eklerler. Güzel yaşamak çalışmak, sevmek ve yaratıcılıkla kazanılabilir. Bunu başaran insanların ülkesi çiçek bahçesine benzer. Uras SEÇGİN 5-B

ENGELSİZ HAYAT

Çocukluğumuzdan itibaren hayatımızla ilgili birçok hedef koyarız. Kimimiz doktor, kimimiz öğretmen olma, anne-baba olma, iyi bir insan olma, dünyayı gezme gibi kendi adımıza koyduğumuz hedeflerimiz vardır. Bunların bazılarını gerçekleştirirken, bazılarından bazen farkında olmadan, bazen unutarak bazen de önemsemeyerek vazgeçeriz. Peki, gerçekleştiremediklerimiz için hiç çaba sarf ettik mi? Yapabileceklerimizi yaptık mı? Yapamamışsak bizi ne engelledi?
Yaşama sevincimizi engelleyen, hedeflerimize ulaşma isteğimizi yok eden, bizi güçsüz hissettiren şeyleri engel olarak tanımlayabiliriz. Bu engeller kendi içimizden gelebileceği gibi çevremizden de kaynaklanabilir. Bazen sağlık, kayıplar, ekonomik zorluklar bizi hedeflerimizi gerçekleştirmekten alıkoyabilir. Bunun yanında önyargılarımız, korkularımız, bize öğretilen, geçmişten günümüze aktarılan öğretiler, toplumsal baskılar da bizi engelleyebilir. Tek bir hayatımız olduğunu hepimiz biliyoruz ama kaçımız cesurca hayatımızdaki eksiklikleri gidermeye ve olumlu yönde değiştirmeye çalışıyoruz? Önemli olan tüm engellere rağmen bahaneler üretmeden hedeflerimiz için mücadele edebilmektir. Örneğin, dünyaca ünlü fizikçi Stephan Hawking ağır fiziksel engeline karşın önemli bir bilim adamı olmayı başarmıştır. Onun gibi birçok bedensel ve zihinsel engelli insan bile hayatının zirvesine ulaşabiliyorsa biz de içimizdeki gücü keşfedip dışarı çıkarabilmeliyiz. Ünlü şair Neyzen Tevfik şöyle demiş:
“ Hayat çatlak bardaktaki suya benzer…
İçsen de tükenir içmesen de…
Bu yüzden hayattan tat almaya bak…
Yaşasan da bitecek yaşamasan da…”
Kısacası, hedeflerimize ulaşmanın en önemli aşaması öncelikle onlara sahip çıkmaktır. Çünkü hedeflerini kaybeden insanlar, sudan çıkmış balık gibidirler. Bir süre çırpınır ve yok olurlar. Korkular, kaygılar, önyargılar ve toplumsal baskılar gibi bizi engelleyen iplerden kurtulmalı, hedeflerimize ulaşabilecek ışığı içimizden çıkarmalıyız. Bu ışık en önemli yol göstericimizdir. Mert DALKILIÇ 6-A                                                                                                   

ENGELLERİ ENGELLEMEK

         Hayatta bazen yapmak istediğimiz ama bazı nedenlerle ya da karşımıza çıkan engeller yüzünden gerçekleştiremediğimiz şeyler olur. Ben bugün burada bu engelleri nasıl aşabileceğimizi gözler önüne sermek istiyorum.
            Arzularımızı gerçekleştirebilmek için ilk önce engellerimizi saptamalıyız. Böyle durumlarda bizi engelleyenler korku, önyargı ve çekingenliktir.
            Diyelim ki yüzmek istiyoruz. Ama sudan ve boğulmaktan da bir o kadar korkuyoruz. Ayrıca boğulmak hakkında başkalarından duyduğumuz ya da sahip olduğumuz önyargılarımız var. Bunun yanı sıra utanıp çekinmemiz kurslara gitmemize engel olabilir.
            Bizi engelleyen ipleri saptadığımıza göre onları çözmeye odaklanabiliriz. Eğer yüzmeyi çok istiyorsak, bunu yapabileceğimize inanıyorsak, kararlıysak ve azimle çalışıyorsak istediğimizi gerçekleştirebiliriz.
            Karar verdikten sonra yapacağımız ilk şey korkularımızı ve önyargılarımızı yenmektir. Kursa yazılarak ilk adımı atarız. Yüzme çalıştırıcımız ilk olarak ona güvenmemizi ister ve bizi suya atar. Korkunuzu yenmenizin en kolay yolu denemektir. Biz suyla boğuşurken çalıştırıcımız bize yardımcı olur. Kursa kararlılıkla devam edersek, önyargılarımızdan, boğulma korkumuzdan ve dalga geçilme korkumuzdan kurtuluruz.
            Çok çalışarak, sayısız çalışma yaparsak bir de bakmışız ki şahane bir yüzücü olmuşuz. Hatta sevmeye başladığımız bu spor dalında rekorlar kırarak ünlü bir yüzücü olmayacağımızı kim bilebilir? Yeter ki inanalım, kendimize güvenelim, kararlı olalım ve çok çalışalım. Engellerin bizi yenmesine izin vermeyelim, biz onları aşalım.
            Ünlü bilim insanı Albert Einstein: “Önyargıları yıkmak, atomu parçalamaktan zordur.” demişti. Ama günümüzde atomun parçalandığını da göz önüne alırsak her türlü engeli aşıp iplerimizden kurtulabileceğimizi unutmayalım. Eylül ŞIRAY 6-A


KİTAPLAR YOLUMUZA IŞIK

Kitap okumak bilgiye ulaşmanın en etkili yoludur. Bilgi ise ışıktır, yolumuzu aydınlatır.
Bir kitabı okumaya başlarsın; sayfaların içinde yeni yerler keşfedersin, yeni şeyler öğrenirsin. Bu da kitap okumanın eğlenceli yanıdır. Bazen, bilgiler kitabın içinde saklıdır. Bu bilgilere ulaşabilmek için okuduğundan ders çıkarmak gerekir. Her çıkardığın ders zihnini geliştirir ve daha iyi düşünmeni sağlar. Bazı kitaplar insanlara cesaret verir. Aslında kitapların amacı budur, duygu vermelidir.
Her kitap bittiğinde yeni bilgiler edinirsin ve ufkun biraz daha genişler, olaylara bakış açın gelişir.Yolun aydınlanır, bilgiler yol gösterir ve sana yardım eder. Sonuç olarak, kitap okumak seni başarıya ulaştırır. İdil TÜRK 5-B

BEYAZ KURT-SİYAH KURT

Bir düşünün! İnsanlar kurşunu silahlarına doldurup alanını mı büyütmeli, yoksa kendi alanında kalıp yazı yazarak akıllı işler mi yapmalı? Evet, böyle düşününce 2. seçenek gibi geliyor. Ama uygulamaya gelince 1. seçeneği seçiyoruz. Neden? Çünkü iyi olmak zordur. Kötülük yapmak kolay, aklımıza eseni yapabiliriz. Fakat iyilik hep yapılmıyor. Kötülük aşırı derecede fazla yapılabilir. Ama iyilik böyle değil, en sonunda insan cimrileşiyor. Peki, iyilik imkânsız mı? Tabi ki değil. Çünkü iyilik sadece bol keseden vermek değildir. Yardım etmek hatta bazen gülümsemek bile iyiliktir. Savaşlar, kavgalar ise kötülüktür.
            Hani bir hikâye vardır ya, “Beyaz Kurt ve Siyah Kurt.” Hangisini beslersen o kazanıyordu. İşte siz de beyaz kurdu yani iyiliği besleyin o kazansın.
            Barışçıl bir dünyada yaşamak için kaleme kurşun koymayın. Rüzgar ALTUNCI 5-B

AYDINLAN Kİ AYDINLAT

Eğer aydınlanırsan yeni bilgiler öğrenip saygıdeğer ve bilgili bir insan olursun. Yeni şeyler öğrenince de herkesi aydınlatırsın ve bilgilendirirsin. Kitaplar en değerli hazinedir bu yüzden. Bir kitabı okumadan önce, o kitapta daha önce hiç öğrenmediğin bir bilgi varsa ve sen o kitabı okursan o da her bilgi gibi, senin hazinenin belki en değerli, belki de ilginç bir altını olur gider. Ama düşün, hiçbir şey bilmiyor ve yapamıyorsun. Hayat çok zor olmaz mıydı? Bu durumda ne aydın bir insan, ne de aydınlatan bir insan olursun. Açıkçası pek işe yaramazsın. Ama düşün,  çok bilgili çok kitap okuyan bir insansın. Bilgili – bilgisiz demeden herkesi aydınlatırsın. Hem bu hayat bilgi olmadan bir işe yarar mı? BU YÜZDEN AYDINLAN Kİ AYDINLAT! Ceyda GÜLER 5-B

KALEM

İnsanların ellerinde silah değil kalem olmalıdır. Silah alıyorlar, bomba patlatıyorlar, birbirlerini yaralayıp öldürüyorlar. Ama eline kalem alan insanlar neler neler  yapıyorlar görüyoruz, dünyaya katkı sağlıyorlar. Mesela şimdi elimde kalem var ama bir de şöyle düşünün; eğer elimde silah olsa birlerini vurabilirdim. Atatürk’ün her zaman dediği gibi “Kalem kılıçtan keskindir.”. Eline silah alan cahildir ama benim ve diğer arkadaşlarım gibi eline kalem alanlar ise akıllıdır. Biz gelecekte akıllı ve iyi insanlar olacağız, eline silah alanlar ise hapishanede çürüyecekler. Biz elimizdeki kalemlerle kendi kaderlerimizi çizip iyi birer birey olacağız. Sözüm buraya kadar. Hasan Ulaş POLAT 5-A

AYDINLANMIŞ KUŞAKLAR

Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır. Bununla eğitimin ne kadar önemli olduğu vurgulanır.
Rafta duran bir kitap eğer kullanılmıyorsa içindeki bilgilerin kimseye faydası olmaz. Kitap okuyan insanın bilgi dağarcığı okumayana göre çok daha fazladır. O kadar fazla ve aydınlıktır ki etrafına ışık saçmaya başlar. Kendi gibi aydınlanmış insanlar yetiştirir.
Yunus Emre’nin dediği gibi: “İlim bilim bilmektir, bilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.”
Önceki paragrafta da söz ettiğim gibi bilgili biri olabilmek için kendimizi yetiştirmeliyiz. Bu da kitap sayesinde olur.
Ulu önderimiz Atatürk çok kitap okumuş. Okumuş olduğu bu kitaplar sayesinde bizlere pırıl pırıl bir cumhuriyet armağan etmiştir. Atatürk’ün aydınlatmış olduğu vatan topraklarını korumanın tek yolu vardır. O da kitap okumaktır. Böylece biz de başkalarına bir miktar ışık tutabiliriz. Ece ÇAVDAR 5-A