Annemin,
”Uyu hadi!” sesini duyduktan sonrasını hatırlamıyorum. O gün ne olduysa artık!
Uyandığımda, kahverengi gözlerim yere bakıyordu. Karanlıkta bile görebildiğim
bir karınca sürüsü! Kırk yıl düşünsem aklıma gelmez. Sizce ne oldu? Bir tanesi
beni yedi mi dersiniz? Tamam, anlatıyorum! En baştaki karınca birdenbire yeşil,
mavi ve gri renkli bir tavuskuşuna dönüştü! Tabii ben daha küçüğüm, bu nedenle çok
korktum! İnternet kesildi! Sonrası yine yok… Uyanmışım, bunu babama anlatıyorum.
Babam ne inansın ki… Tam o sırada halamı arayınca, babam bunu da söyledi: “Elif
kâbus görmüş, karınca varmış…” Halam da güldü. Böylece bu benim ilk kâbusum
oldu. Peki, bu sohbet biter mi? Hayır! Şunu söylemek isterim ki karınca sürüsünde
sadece ilk karınca tavuskuşuna dönüşüyor. Diğerleri artık kimin kâbusuna gitmişse!
Beni unuttular, gittiler… Ben de öyle! Bir daha kâbus görmedim. Ama diğer rüyalarımı
kısaca söyleyebilirim. Dedem ve ben hayaletlerle savaşıyorduk. Bu doğru! Bir diğerinde
ise evimize hırsız girmişti. Hatta ben diğer hırsızlara “Mavi gömlekli hırsız
nerede?” diye sormuştum. Tahminen bir daha bu kadar garip rüyalar görmeyeceğim… B. Elif NALÇAKAN 5-B