17 Kasım 2015 Salı

KRAL MUSH VE PERİ

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, günlerin birinde çok heybetli bir sarayda yaşayan bir kral varmış. Kral Mush o kadar açgözlüymüş ki her şeyin onun olmasını istermiş.
Bir gün Kral Mush sarayın görkemli koridorlarında volta atarken yerde bir altın bulmuş. Çalışanlarından birininmiş bu altın. Kral Mush altını cebine koyup yola koyulmuş. Altını düşündükçe ağzından suları akmaya başlamış. Yürürken az ileride bir işçinin ağladığını görmüş.
-Ne oldu Hacivat? Neden ağlıyorsun? diye sormuş.
-Altınımı kaybettim kral efendi! Herhalde çalışırken düşürdüm. Her yere baktım; yok, yok, yok! Nerede ki bu altın?
Kral bunu duyunca içinden “İşte şimdi ayvayı yedim.”diye geçirmiş.
-Bir altın için mi bu kadar üzülüyorsun? A akılsız adam. Al altınını ama unutma ak akçe kara gün içindir.
Aslında Kral Mush altını vermekten pek hoşlanmamış. Ama ne yapsın adam? Sonuçta sel ile gelen yel ile gidermiş. Benden söylemesi, bu lafı boşuna söylememişler…
           Aradan birkaç gün geçmiş. Kral Mush bir gece uyurken göz alıcı bir ışık güzelim rüyasını bölüvermiş. Ne olduğunu anlamaya çalışırken şok olmuş. Karşısında bir peri duruyormuş. “Kralım benden üç dilek hakkınız var.” demiş. “Ya iyi kullanırsınız ya da hiç kullanmazsınız. Karar sizin. “Kral açgözlü demiştim ya hemen periyi tutmuş. Ve şöyle demiş:
-Evet! Güzel üç dilek söyleyeceğim sana. Ancak peri minik bir uyarıda bulunmuş.
-Kralım, dikkatli olun ha, sakın baltayı taşa vurmayın. Geri dönüşü olmaz sonra!
Kral periden ekstra zenginlik, sağlık ve ömür boyu yetecek kadar altın dilemiş. Tüm dilekleri gerçek olmuş. Aradan yıllar geçmiş. Altınlar suyunu çekmiş. Öyle olunca kral etrafındaki yalancı dostlarını da teker teker kaybetmeye başlamış. Eee, ne de olsa düşenin dostu olmazmış. Kendi kendine düşündüğü bir gece peri çıkagelmiş. Kral onu görünce çok sevinmiş.
-Ne o kral efendi? Talimatlarıma uymamışsın anlaşılan. Bütün altınları tüketmişsin. Oysa sakla samanı gelir zamanı demiş atalarımız. Sen hiç uymamışsın.
Kral o gece hatasını anlayıp sabah olmadan bütün çalışanlarından özür dilemiş. Çalışanlarına zam yapacağını söylemiş. Ancak bu zam parayla değil sevgiyle olacakmış. Çünkü tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarırmış. Gökten üç elma düştü; biri bana, biri dinleyenlere, diğeri de bütün iyi insanlara olsun.”