2 Mart 2014 Pazar

TAŞ


                                                            
       Merhaba, ben taşım. Beni neredeyse her yerde görüyorsunuz. Ama yine de hiç kimse beni umursamıyor. Ben sadece kumsallarda, lokantaların saksılarında süs olarak duruyorum.
      Bazıları beni sokaklarda fırlatıp süründürüyor bazıları ise plajda yazın sıcak günlerinde denize atıyor.İnsanlar beni umursamadığı için hem çok kızgınım hem de üzgün…İnsanlar benim yerimde olsaydı en azından beni daha iyi anlayıp daha fazla değer verirlerdi.
       Taşlar pek macera yaşamıyor diyorsunuz değil mi ? Bu söylediğiniz kesinlikle doğru değil.Taşlar hiç bilmediğiniz kadar macera yaşıyor.Ben de başımdan geçen bir macerayı anlatmak isterim.Eskiden Urla’da bir sokakta bir sürü arkadaşımla bir arada yaşarken daha yeni yürümeye başlamış bir bebek minik ayakkabılarıyla üzerimizde geziniyordu ve  birden durup eğildi.Gözüne kestirdiği beni yerden alıp ağzına attı.Minicik ağzında evirdi çevirdi ve zor da olsa midesine göndermeyi başardı.Ağız ,yemek borusu,mide , bağırsaklar derken geldim anüse…Bebeğin annesi beni plastik bir kaka kabından şaşkınlık içerisinde aldı.Yıkadıktan sonra ahşap bir kutuya koydu.Ara sıra çıkarıp bakıyorlar ve şaşkınlıklarını dile getiriyorlar.
       O kızın adı Ela Irmak Çalışkanmış.Bebeklik anılarında yer almaktan ve bu tahta kutuda özenle saklanmaktan çok mutluyum.
         ELA IRMAK ÇALIŞKAN
5-A