Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve
tellal, pire berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken,ülkenin
birinde anne baba ve kızlarından oluşan bir aile yaşarmış. Günlerden bir gün
baba eve mutlulukla gelmiş. Yüzünde güller açıyormuş. Küçük kız merakla sormuş:
- - Babacığım, niçin bu kadar sevinçlisin?
Babası:
- - Güzel kızım, sizi avucumun içi gibi bildiğim
bir ülkeye, Çikolata Ülkesi‘ne, götüreceğim. Günlerdir aralarına kara kedi girmiş olan
karı kocanın aralarından su sızmamaya başlamış. Küçük kız sorulara devam etmiş:
-
Babacığım, hani bizim paramız yoktu? Babası:
-
Ben bu tatil için uzun zamandır para
biriktiriyordum. Damlaya damlaya göl olur demişler, şimdi bunun semeresini
almak için uygun zaman.
Bu durum annenin çok garibine gitmiş ama bir
yandan da sevincinden etekleri zil çalıyormuş. Hadi, çabuk gidelim demiş. Baba
ise: “Acele işe şeytan karışır, biraz sabırlı olun diye karşılık vermiş. Tatil
günü gelmiş çatmış. Ailecek güle oynaya uçağa binmişler, Çikolata Ülkesi‘ne
varmışlar. Bu ülkede her yer çikolatadanmış. Evler,
ağaçlar hatta arabalar bile çikolatadanmış. Kalacakları çikolata şatosuna doğru
giderlerken kız etrafını hayranlıkla izliyormuş. Babasına sormuş: “Babacığım, bu
ülkede benim aklımdan çikolata yemekten başka hiçbir şey geçmiyor, lütfen şu
taksiyi durdurur musun? Yoldaki çikolata ağaçlarından çikolata yemek istiyorum
yoksa dayanamayıp bu taksiyi yiyeceğim babacığım. Babası da: “Güzel kızım, biraz sabırlı ol. Bu ülkede
bunları her gelen yemek isterse bu
ülkede hiçbir şey kalmaz." demiş. Sonunda otellerine yerleşmişler. Çok güzel
bir tatil geçirmişler. Dönüş günü tüm aile mutlu bir şekilde yola koyulmuş. Kız
babasına çok teşekkür etmiş. Babası: “Kızım, ne ekersen onu biçersin, sen bu
tatili hak ettin.” demiş. Ece BEKİT 5-A