9 Aralık 2014 Salı

ÇİFTÇİNİN OĞLU

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, çok uzak bir ülkede yaşayan fakir bir çiftçi ve üç oğlu varmış. Bunlar tüm gün tarlada köle gibi çalışır ancak karınlarını doyuracak parayı zor kazanırlarmış çünkü ülkenin açgözlü, zalim kralı çiftçilerin kazandığı paranın çoğunu vergi olarak alırmış. Çiftçinin iki oğlu armut dibine düşer misali babalarına benziyor, onun gibi hiç ses çıkartmadan bu duruma boyun eğiyorlarmış. Ancak en küçük oğlan hem çok zeki hem de gözü kara bir delikanlıymış. Bir gün babasına, “Ben bu duruma daha fazla katlanamayacağım, gidip kralla görüşeceğim.” demiş. Babası: “Dur oğlum, yapma!” dese de bizim delikanlıyı durduramamış. Delikanlı ertesi gün ‘’Erken kalkan yol alır.’’ diyerek yola çıkmış. Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, yorgunluktan bir dere kenarında içi geçivermiş. Ne kadar uyudu bilinmez ama başına konan bir karganın “Gak, gak’’ sesleriyle uyanmış. Gözleri fal taşı gibi açılmış ve “Hey! Sen burada ne yapıyorsun?” diye sormuş. Karga: “Sakin ol, sana yardım etmek için buradayım.” demiş. Karga bir zamanlar insan olduğunu ancak krala karşı geldiği için onun kötü kalpli büyücüsü tarafından kargaya dönüştürüldüğünü söylemiş. Ağzından bir parça tohum çıkarmış ve “Bunu krala yedirebilirsen onun içindeki kötülüğü yenebilirsin.” demiş. Delikanlı tohumu almış ve kargaya teşekkür ederek tekrar yola düşmüş. Saraya geldiğinde kralın çok hasta olduğunu, sadece onu iyileştirebileceklerin içeriye alındığını öğrenmiş. Kapıdaki muhafıza kralın ne rahatsızlığı olduğunu sormuş. Muhafız, kralın geceleri uyuyamadığını, her şeyden korktuğunu, gündüzleri de kukumav kuşu gibi baktığını söylemiş. Bunun üzerine delikanlı kralı iyileştirebileceğini söyleyerek onun huzuruna çıkmış. Şöyle bir muayene ettikten sonra krala: “Kara vicdan hastalığına yakalanmışsınız efendim.”  demiş. Kral yataktan doğrulmuş ve delikanlıya:  “İyilik yap, iyilik bul. Beni iyileştir, ne dilersen dile benden!” demiş. Delikanlı sihirli tohumu suda eritip içirmiş. O günden sonra kral iyi bir insana dönüşmüş. Ülkedeki herkes mutluluk ve refah içinde yaşamış.
Gökten üç elma düşmüş. Biri bu masalı yazana yani bana, biri bu masalı dinleyen arkadaşlarıma, diğeri de bu masala not verecek olan Hakan Öğretmenime….) Mehmet Mert DALKILIÇ 5-A