Arkadaşlar nedir okumak? Ne işe yarar?
Sizlerle bugün bu konuyu tartışmak ve paylaşmak istiyorum.
Aslında cehalet, karanlık bir odaya
benzer. Okudukça, okuduğun kitap ya da dergi seni aydınlatmaya başlar, ufkun
genişler. Cehaletin yani bilgisizliğin yavaş yavaş azalmaya başlar. Okudukça
okuyasın gelir ve kitabın sayfaları arasında kaybolursun… Bir de bakarsın ki
kitabın bir kahramanı oluvermişsin. Örneğin ben “Vanilya Kokulu Mektuplar”
isimli romanı okurken kendime zıt karakterde gördüğüm Körpegül isimli
anneannenin yerine geçtim ve hikayeyi onun gözünden, onun gibi yaşadım. Bu olay
benim kitaptan çok zevk almamı sağladı. Eminim aranızda okumayı sevmeyenler
vardır. Siz de benim uyguladığım bu yöntemi deneyin, bakalım sevecek misiniz?
Çok fazla televizyon izlemeyin!
Okuduğunuz kitaplardan kafanızda kendi filminizi yaratarak üretici olun,
tüketici değil!
Okudukça cehaletinizden kurtulduğunuzu
ve yavaş yavaş aydınlanmaya başladığınızı fark edersiniz. Ve artık sizi
başkaları kolay kolay yönlendiremez. Çünkü siz artık bilgi sahibisiniz ve
kendinize ait fikirler oluşturabilirsiniz. O karanlık odanın ışığını, başkaları
değil siz yakacaksınız. O ışık başkalarını aydınlatacak olan beyniniz ve
düşüncelerinizdir. Ne demiştik, karanlık oda hala karanlık mı?
Okumak, bilgi sahibi olmak fikir
üretmemizi sağlar ve bizi aydınlık bir yola götürür. Bu aydınlık yolda yalnız yürümek
yerine etrafımızdakilerle birlikte el ele yürümeye ve herkesi aydınlatmaya var
mısınız? Eylül ŞIRAY 5-A