Zamanımızın en büyük hatasıdır belki de, kendimize
bakmadan başkasını eleştirmemiz. Kendi kusurlarımıza bakmak istemeyiz, eleştirilmeyi
sevmeyiz ama hep eleştiririz.
Kendimizi üstün görüp hep başkalarının
kusurlarını ararız. Oysa bizi zerre ilgilendirmez. Kimin ne yaptığı, ne
giydiği, nerede oturduğu, nasıl davrandığından çok kendi davranışlarımızı
eleştirmemiz gerekir. Acaba biz doğrusunu yapıyor muyuz ki diğerlerinin yaptığı
bize batıyor? Önce bunu bir düşünmemiz lazım.
Konfüçyüs ne demiş: “Evinizin
eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki karlardan şikayet etmeyin.” Önce
kendi kusurlarımızı kapatmalıyız ki sonra başkasınınkiler ile ilgilenelim.
Bunun için şöyle bir örnek verebiliriz: Bir öğrenci ödevini yapmaz fakat
arkadaşını ödev yapmadığı için öğretmene şikayet eder. Ne kadar ironiktir oysa.
Önce kendi ödevini yapmalı ki sonra başkalarını kontrol etsin. İnsanların %90’ı bu hataya düşer. Birini
eleştirmek, karışmak, bir o kadar itici olduğu kadar toplumdan dışlanmamıza da
neden olur. İnsanlar bu tip insanları hiç sevmez çünkü kimse eleştirilmeye
gelemez. İnsanlar kendileri hakkında olumsuz bir şey duymaya bile
katlanamazlar. Herkesin medeni bir şekilde birlikte yaşayabilmesi için birbirine
saygı duyması gerekir. Eğer insanlar
birbirini eleştirmeden yaşayabilseydi dünya çok daha huzurlu bir yer
olabilirdi.