13 Ekim 2014 Pazartesi

HEPİMİZ DEVEYİZ

            Çok iyiyiz, çok hoşuz, üstüne bir de mükemmeliz ama, öyle ya da böyle, galiba biz de insanız. Bizim de kusurlarımız var, yani, sanırım. Bu kadar özgüven karşısında insan şüpheye düşüyor çünkü.
            Kime baksam, bir kusursuz olma çabası, bir özgüven patlaması, kendini övmekler, diğerlerini yermekler… Çünkü sorun asla bizde değil, bir problemi fark edeceksek başkasınınkini fark ederiz. Karıncalar, kedi yavrularını boyları küçük olduğu için dışlasa, yine de bizim kadar başarılı olamazlar.
            Develeri çirkinler diye küçümseyen tembel hayvanlar, önce dönüp kendilerine bakmalılar. Aslında farkındayız, çoğumuz tembel hayvanız, ama devam ediyoruz, develeri umursayan yok. HEPİMİZ DEVEYİZ!
            Benzetme yaparken, develerle tembel hayvanları aynı iklimde yaşatan- mükemmel (!)- hayal gücümü de alıp gitmeden önce, (Çünkü benim hayal gücüm mükemmel ama siz, siz ne yapmışsınız ya öyle?) ciddileşip doğru düzgün anlatayım derdimi.
            Evet, başkalarının da kusurları var ve birinin onları bu konuda uyarması gerek. Ama yine de, başkasını eleştirmeden önce kendimize çekidüzen versek, dünya tek boynuzlu atların arkalarında gök kuşakları bırakarak uçtukları bir yer olabilirdi. Gerçi, bu kez de tek boynuzlu atların çok kız işi olduğunu söyleyen bir grup tek boynuzları eleştirmeye başlardı ama olsun.
            Sanırım ben, demek istediğimi anlattım. Dikkatinizi çekmeyi de başardım, çünkü biliyorsunuz, ben mükemmelim ve siz değilsiniz, o halde yine mükemmelliğimle, başkalarını eleştiren insanları eleştirmiş olmanın verdiği mutlulukla, sizi sıkmayı bırakabilirim.
            Felsefi bir yazı yazılır da Konfüçyus eksik kalır mı? Onunla bitireceğiz tabi ki: “Evinizin eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki kardan şikâyet etmeyiniz.”
            Biz kar görsek asla şikâyet etmeyiz tabii, ama bu ayrı bir konu! Defne ÖZYURT 8-C