Radyoda müziğim çalarken yağmuru
izliyorum, aklıma ise durmadan o gün geliyor. Yağmurun sesi, kokusu ve beni
duygulandıran bu şarkı bana o günü hatırlatıyor.
O
zamanlar özel bir şirkette sekreterdim. Her gün yürüyerek işe giderdim. Kışın yüzünü
göstermeye başladığı zamanlarda yine yoldaydım. Sokak, önümde yürüyen iki genç
kızın kıkırdamaları dışında sessizdi. Aynı zamanda hem çikolatalarını yiyor hem
de telefonlarına bakıyorlardı. Yürümeye devam ederken sol taraftaki kız bitmiş
çikolata paketini diğer kıza verdi ve sağdaki kız paketleri hemen yanımızdaki
çöp toplama çalışan çöpçünün suratına attı. Ardından, “Basket!” diye bağırdı.
Çöpçünün
suratında özür bekleyen bir ifade vardı ama kızlar buna sadece güldüler. Adamın
yüzündeki ifade hemen silindi ve ağzından tek bir kelime çıktı: “Adalet”.
Adamın
söylediği tek bir kelime benim adaleti sorgulamamı sağladı. Gerçekten eşit
miyiz? Herkes tok mu, mutlu mu? Her suçlu gerçekten cezasını çekiyor mu ya da
herkes eşit yargılanıyor mu? Hayır. O zaman bu değiştirilmeliydi,
değiştirilecekti. Eylül
ŞIRAY 7-A