26 Şubat 2014 Çarşamba
SONSUZ MUTLULUK
Bu son satırları yazarken veda ediyorum hayatıma. Ve merhaba diyorum, beni yukarıda bekleyenlere. Ben de geliyorum oraya, bu pis çukurdan çıkmaya çalışıyorum. Az kaldı, bu mektubu yazdıktan sonra, yine beraber olacağız, sevgilim. Yine beraber olacağız, sonsuz mutluluğa ulaşacağız…
Geçirdiğimiz kazadan sonra hiçbir şey kolay değil, meleğim. Umutsuzca bir şeyler karalıyorum tuvale. Ardından, ellerim titreyerek boyuyorum. Hayal gücü kalmadı bende. Her düşünmek istediğimde, gözümün önüne sen geliyorsun. Arabadan sarkan kanlı elinin, o soğuk parmaklarının ve sessizliğinin hatırası her yanımı sarıyor. Bizimki aşk evliliği olacaktı, meleğim. Çıkar için değil. Sadece aşk.
Evden çıkmıyorum artık. Her şey bana seni hatırlatıyor. Evi bağışladım bu yüzden. Bana kızmadın, değil mi meleğim? Birazdan geliyorum yanına, anlatırsın sonra bana.
Her şeyin bir sebebi olmalı derdin hep. Eminim, yanına gelince de sebebini soracaksın. İşte, bu yüzden, bir şiir yazdım, tam olarak anlatıyor durumumu.
Bekle meleğim, geliyorum!
Geceydi, Vitoşa’dan geliyordum
Arabanın içindeydim tek başıma.
Çevrede sıra sıra şaşkın yayalar
Gitar sesleri, şarkılar.
Koyu karanlığın içinde
Küçük bir yıldız gibi birden
Farların yansısı parladı
Genç bir adamın omzunda.
Hepsi bu kadar, bir saniye ancak
Ama neler vermezdim uğruna
Nişan yüzüklü bir kadının elinin
Böyle konması için omzuma.
Doğa TUTULMAZ 7-B