Bir varmış, bir yokmuş, uzaklarda bir köyde
Ali adında bir çocuk yaşarmış. Ali’nin ailesinin durumu iyiymiş ama her zaman
istediklerini alamıyorlarmış. Ali kendisine verilen harçlığı hep harcarmış.
Annesi ona bir gün “Damlaya damlaya göl olur oğlum, kullanmadığın paraları
harcama, biriktir.” demiş.
Ali o günden sonra hep parasını biriktirmiş.
Artık istediği şeyleri alabiliyormuş, tabii ki bir bütçe sınırı varmış. Alilerin
bir de kedileri varmış. Kedileri hiç sabırlı değilmiş bu
yüzden sinek yakalaması için Ali ona hep “Sabır kuvvetin diğer adıdır.” demek
istermiş ama nerde? Kedisi anlamaz ki. Ali’nin birçok arkadaşı varmış. Bir gün
top oynarlarken Ali topa bir vurmuş, en sinirli komşuları Ahmet Amca’nın evine
gitmesin. Allah şimdi ayıkla pirincin taşını. Tam o sırada aşağı Mehmet Amca
inmiş. Ahmet Amca “Çocuklar, burada geçirdiğiniz zamanı çalışarak geçirseniz
okul birincisi olursunuz, haydi gidin evinize, ben yumuşatırım Mehmet Amca’yı.”
demiş. Sonra tüm çocuklar evine dağılmış. Ertesi gün Ali dışındaki her çocuk
Mehmet Amca’nın gelmesini dört gözle beliyormuş çünkü hepsi Ali’nin yaptığını
söyleyecekmiş. Bazıları Ali ile dalga geçeceklermiş. Ama hiç ummadıkları bir
şey olmuş. Ahmet Amca gelip Mehmet Amca’nın taşındığını söylemiş. Ali, Mehmet
Amca’nın bizim yaptıklarımız yüzünden çileden çıkıp taşınabileceğini düşünmüş.
Ali hem kıl payı kurtulduğunu düşünmüş hem de etekleri zil çalmış. Arkadaşları Ali’ye
güldükleri için kendi başlarına gelirse diye korkmuşlar. Ekin Güney
OKUMUŞ 5-B