11 Aralık 2015 Cuma

PERİ İLE PRENS

Bir varmış, bir yokmuş. Çok uzak diyarların birinde bir peri yaşarmış. Peri çok dost canlısı biriymiş. Adı da Alex’miş. Alex bir gün dolaşırken çok yakışıklı bir prens peri görmüş. Şöyle düşünmüş: “Doğrusu bu çok garibime gitti. Bu küçük mahalleye hangi akla hizmet geldi ki?”
Alex’e annesi seslenmiş, bu yüzden düşünmeye fırsat bulamamış. Annesi: “Yüzünü gören cennetlik yahu!” demiş. Alex konuyu değiştirmek için “Acıkmış kudurmuştan beterdir.” demiş. Annesi gülmüş ve “Acele işe şeytan karışır.” demiş. Beraber yemek yapmaya başlamışlar. Birden kapı çalmış. Gelen prensmiş. Alex’in eli ayağına dolaşmış. Kapıyı açmış. Sonra prens ile tanışıp sohbet etmişler. Prens onu sarayına davet etmiş. Alex de hemen kabul etmiş. Ayrılırken peri prense daha çok ilgi duyuyor durumdaymış. Prens küçücük evden çıkarken ayağı kaymış ve yere düşmüş. Ama hiçbir şeyi yokmuş. Peri içinden “Sana gelecek zarar mala gelsin.” demiş.
Prens ertesi sabah Alex’i almaya gelmiş. Bu arada prens de Alex’e abayı yakmış. Prens hemencecik Alex’i evine davet etmiş. Alex de hemen yeşil ışık yakıp tamam demiş. Yolculukta Alex dan diye prense: “Eğri oturup doğru konuşalım.” demiş. “Beni seviyor musun? Çünkü ben seni çok seviyorum!” Prens periyi öpmüş. Saraya gittiklerinde kırk gün kırk gece düğün yapmışlar. Ben oradaydım, hepinize selamları var. Ceyda GÜLER 5-B