12 Mayıs 2014 Pazartesi

BELKİ YILLARDIR İLK KEZ GÜLÜMSEDİ…


Kuzey Kutbu’na araştırmaya giden kızlı erkekli sekiz on bilim adamı uçaktaydı. Bir anda uçak sarsılmaya başladı. Uçak düşüyordu. Bütün yolcular panik içindeydi. Ne yapacaklarını bilemeyen bakışlarla birbirlerine bakıyor, telaşlı talaşlı bir şeyler konuşuyorlardı. Genç bir kadın, genç bir adamın yanına yaklaştı. Elini tuttu ve gülümsedi. Adam da aynı karşılığı verdi. Gençlerin bakışlarında ne telaş ne de hüzünlü bir elveda vardı. Birbirlerine umut dolu bakışlarla bakıyorlardı yalnızca.“Dikkat, dikkat! Sayın yolcularımız uçağımızın kontrolünü yitirmiş bulunmaktayız. Lütfen panik yapmayın ve koltukların altına çömelin.” Anonsun sesini duyan yolcular söyleneni yaparak koltukların altına eğildiler. Genç kadın ve adam gene bakıştılar. Kadın “Bu projeyi aylardır devam ettiriyoruz. Ancak sana seni sevdiğimi söyleme fırsatını bir türlü bulamamıştım. Seni seviyorum.” Genç adam da aynı düşünceler içindeydi. Ondan onu ilk gördüğünden beri hoşlanıyordu. Ancak bir türlü kendinde bunu dile getirme cesareti bulamamıştı. Her ne kadar sevdiği insanın ondan hoşlandığını bilmek güzel bir duygu olsa da bunu ona ilk kendi söylemek istiyordu. Bir yandan birazdan öleceğini düşündüğü için ve ilk adımı atamadığı için üzüntü duyuyor, bir yandan da kalbi sevinçten tutuşuyordu.                                                                                                                                     
Genç kadın uyandı. Klasik bir hastane odasındaydı. O anda hemşire odaya girdi ve genç kadına gülümsedi. Genç kadın neler olduğunu sordu. O da kazadan ucuz kurtulduğunu, yoğun bakımdan çıkalı birkaç saat olduğunu söyledi. Ölmediği için çok şanslıydı. Genç kadın genç adamı sorunca hemşirenin yüzü birden asıldı. Genç adam bitkisel hayata geçmiş. Tekrar hayata dönme olasılığı çok azmış. Yeni kavuştuğu sevgilisi için çok üzülen kadın merakla adamın odasına gitti. Saatlerce odada başında bekledi. Böyle yaşayamayacağını anlayan kadın hayatını genç adama adamaya ve o uyanıncaya kadar yanında olmak istedi. Bu yüzden hayatını adama göre düzenledi. Kariyerini bıraktı ve yıllarca sabah akşam hastanede kaldı. Adamı dışarıda dolaştırdı. Her akşam kitap okudu. Eğer bitkisel hayatta olmasaydı yapacağı, yapabileceği her şeyi onunla birlikte yaptı.
Bir gün hastane odasındayken genç adam gözlerini açtı ve sevgi dolu gözlerle kadına baktı. Bir süre birlikte bakıştılar. Sonunda genç adam ağzını açtı: “Seni seviyorum”. Ardından kalp ritmleri yavaş yavaş azaldı… ta ki durana dek. Genç kadın dışarı çıktı ve belki yıllardır ilk defa gülümsedi. Evet, sevgilisi ölmüştü ama severek. Son anlarında onunla olabilmişti. Genç kadın içini çekti ve yoluna devam etti. İpek Janset KEBAT - 7/C