Sevgili Okurlarım,
Bu yazımda sizlere iki kez sinemaya uyarlanmış olan John Steinbeck’in
ünlü eseri Fareler ve İnsanlar’dan ve kitabın son yapılan (1992) film
uyarlamasından bahsedeceğim. Kitap, iki arkadaşın etrafında dönen olaylardan
oluşsa da dönemin zorlu çalışma koşulları, ırkçılık gibi toplumsal konuları da
sade bir dille işlemektedir.
Kitabın baş karakterlerinden biri olan George Milton ortalama fizik ve
zekaya sahip biridir. Arkadaşı Lennie Small ise iriyarı ve çok güçlü bir fiziğe
sahip olmasına rağmen ruhen çocuktur.
Birbirlerine destek olarak çıktıkları yolcululuklardan sonuncusunu
anlatan kitap, iki arkadaşın çalışmak için gittikleri çiftlikte geçmektedir.
Patronları kitapta çok gözükmese de patronun oğlu Curley ve karısı sık sık
karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda George’la iyi anlaşacak olan Slim, en yaşlı
çalışan Candy ve zenci seyis Crooks kitabın diğer önemli karakterleridir.
George bir taraftan çalışırken diğer taraftan da Lennie’nin hata
yapmasını önlemeye çalışmaktadır. Lennie’nin yumuşak dokulara olan düşkünlüğü
ve kontrol edemediği gücü yüzünden, George ne kadar uğraşsa da başları sürekli
derde girmektedir.
İki arkadaşın en büyük hayali kendilerine ait bir ev, topraklarının
olması ve orada kimsenin emri altında olmadan yaşamaktır. Bu hayale yaşlı
Candy’nin de katılması onları memnun edecektir. Aslında Lennie’nin pek
ilgilendiğini söyleyemeyiz, onun tek önemsediği orada beslemek istediği
tavşanlardı sonuçta. Ama ne kadar çok isteseler de bu çiftlikteki
çalışmalarının sonunda hayallerine ulaşamayacaklardır.
Harry Potter kitaplarını
gerçekten seven insanlar Harry Potter filmlerinin tam bir hayal kırıklığı
olduğunu bilir. Bu çoğu filmde de böyledir. Filmler kitabın karşılığını
vermezler. Fakat bu filme başta önyargıyla baksam da oldukça başarılı bir
uyarlamaydı.
Filmde hayalimdeki karakterlerin
karşılığını tam olarak alamadığımı belirtmeliyim. İlk olarak George (Gary
Sinise) kitapta esmer olarak betimlenirken, filmde sarışın, renkli gözlü bir
oyuncu tarafından canlandırılmıştı.
Lennie’nin (John Malkovich) ise kitapta oldukça iriyarı olduğu
söylenirken filmde fiziksel olarak yeterli bir oyuncu seçilememişti.
Curley’nin karısının
kitaptakiyle hiç örtüşmediği açıkça görülmektedir. Kitapta baştan çıkarıcı, şuh
ve erkek düşkünü olarak tanıtılırken, filmde masum yüzlü, çok güzel ve
yalnızlıktan bunaldığı için kendine arkadaş arayan bir aile kızı gibi
tanıtılmıştır.
Slim ve Candy karakterlerinin
filmde karşıma tam olarak kitapta hayal ettiğim gibi yansıtıldığını da belirtmeliyim.
Oyuncuların fiziksel özellik
olarak kitaptaki karakterlere tam olarak uymadığını düşünsem de oyunculuklar
oldukça iyiydi, bu da oyuncuların kitaptaki karakterlere daha çok benzemelerini
sağlamıştı.
Kitap oldukça gerçekçiydi ve
abartma kesinlikle yoktu. Bu gerçekçilik filme de yansıtılabilinmişti. Aynı
zamanda kitap çok akıcı bir dille anlatılmıştı ve bir sonraki sayfada bile ne
olacağını merak ediyordum fakat film biraz yavaş ilerlemekteydi ve beni biraz
sıktı.
Dostluğun çok iyi yansıtıldığı
bu kitabı bitirdikten sonraki hüzün duygusunu aynı şekilde filmde de hissettim.
Benim en çok beğendiğim nokta
ise kitaba oldukça sadık kalınmış olmasıydı. Filmi izlerken kitabımdan
bakıyordum, bazı repliklerin hiç değiştirilmeden kullanıldığını gördüm ve bu
beni çok mutlu etti.
Benim tavsiyem ilk önce romanı
okuyup sonrasında ise filmi izlemenizdir çünkü kitap özgündür ve ortaya çıkan
ilk üründür.
Sizin de benim kadar beğeneceğinizden emin olarak yazımı Robert Burns
şiirindeki şu sözle bitirmek istiyorum:
En iyi planları farelerin ve insanların
Sıkça ters gider… Eylül
ŞIRAY 8-A