Herkes
doğar, büyür ve ölür ama kimileri dünyamızda bir iz bırakarak gider. Ayrıca
insanlar kimileri tarafından gizlice yönetilir, kimi yönetir, kimi ise
herkesten farklı, kendi gibi olurlar. En olanı ise kendi gibi olmaktır. Çünkü
insan kendi gibi olursa bu onu iyi iş imkanlarına, iyi bir yaşama sürükleyebilir.
Bu onun kapasitesine bilgisine ve akademik başarısına bağlıdır. Bu konuyu aşan
bir konudur, o yüzden bunu bir kenara atalım ve konumuza devam edelim. Bir de
hayatımızda, dünyamızda kendini akıllara kazıyan dünyaca ün salmış önemli
kişiler de vardır. Onlar biz insanlar için önemli şeyleri kurmuş, bulmuş veya
bunun gibi şeyler yapmış kişilerdir. Onlar da özgün kişilerdir. Bu kişiler
insanlara iyi bir örnek olabilir, bu da onlara bir fikir verebilir ama ille de
dünyada bir iz bırakmak zorunda değiliz, insanlar arasında iyi hatırlanalım
yeter.
Gelelim
bu zincirlerden, iplerden nasıl kurtaracağımıza; insanların sizi yönetmemesi
için biraz uyanık olmalısınız ya da herkese çok fazla güvenmemelisiniz. Örnek
vermek gerekirse Bob Marley: “Sen kim oluyorsun da benim yaşadığım hayatı
yargılıyorsun? Ben mükemmel değilim ve olmak zorunda değilim! Parmağın ile beni
işaret etmeden önce ellerinin temiz olduğundan emin ol.” demiştir. Sigmund
Freud ise: “Garip değil mi? Yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında
arkandan konuşacak kadar yüzsüzler.” demiş, bu iki söz de bir şekilde
yaşamımızdaki iplerden, zincirlerden, engellerden kurtulmamız hakkında bilgi
veriyor. Kırın zincirlerinizi artık! Ekin TURGUNER 7-B