Hayal
gücü ve yaratıcılığın olmadığı bir toplumun var olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Resim ve heykel yok. Müzik ve dans da yok. Tiyatro ve sinema bilinmiyor. Böyle
bir toplumu ben hayal edemiyorum. Aslında hayal edebiliyorum. Herkes evinden
işine, işinden evine birer robot olarak gidip geliyor. Ne kadar sıkıcı bir
yaşam olurdu bu, değil mi?
Sanat
gerçekten de bir milletin hayat damarlarından biridir. Demek istediğim, sanat
yaşam kaynaklarından biridir. İnsanlara hayatın hem güzel taraflarını hem de
kötü taraflarını yansıtan ve öğreten bir şeydir. Hayatı siyah beyaz düşünseniz
nasıl olurdu? Bence çok iç karartıcı olurdu. Sanat hayatımıza renk katar ve
bizi makineleşmekten kurtarır.
Atatürk:
“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” sözüyle
bize sanat olmadan tam da yaşadığımızı söyleyemeyiz demek istiyor sanırım. Eğer
özetlersek sanat hayatımızın büyük bir bölümünü oluşturuyor ve sanat sayesinde
robotlarla aramızda bir fark oluyor. Bu yüzden sanatı hayatımızın çoğu yerinde
görebiliriz. Mesela seyrettiğimiz filmler, okuduğumuz çizgi romanlar,
gezdiğimiz müzelerdeki tablolar ve antik kentlerdeki heykeller gibi. Bunları
anlamak için sanatı bilmek gerekir ama bilmesek de bunlardan çok keyif alabilir
ve yaşadığımızı hissedebiliriz. Deniz ÖKTEM 7-A