24 Mayıs 2017 Çarşamba

AYNADAKİ BEN

Odama dolan güneş ışığı yüzünden gözlerim kamaşarak uyandım. Anlaşılan yatarken perdeleri çekmeyi unutmuşum. Yatakta şöyle bir doğruldum ve odanın benim odam olmadığını fark ettim. Ellerimle gözlerimi ovuşturarak etrafıma tekrar baktım ve bu odanın gerçekten benim odam olmadığını anladım. Oda bembeyazdı ve benim genç odası takımımla alakası bile olmayan mobilyalarla doluydu.
İçimde garip bir hisle yataktan kalktım ve neredeyse bayılıyordum. Dolabın boy aynasında gördüğüm kişi kesinlikle ben olamazdım. Kırk yaşlarında bir kadın bana bakıyordu. Dikkatli inceleyince bu kadının benim büyümüş halim olabileceğini tahmin ettim. Aynanın üstündeki dijital takvim 2044’ü gösteriyordu. Gözlerime inanamadım. Ben uyurken tarih 2015’ti. Sonra aynaya yansıyan 40 yaşındaki halime baktım. Ne yüzümde kırışıklık vardı ne de saçımda beyazlar; Fena gözükmüyordum. Birden merak ettim. Nerede yaşıyordum? Ne iş yapıyordum? Evli miydim? Çocuğum var mıydı? Bu sorulara yanıt bulmak için odadan çıktım ve dönen merdivenlerden aşağı inmeye başladım.
İndiğimde karşıma bir elinde cep telefonu, diğer elinde not defteriyle, genç bir kız çıktı ve hızlı bir şekilde konuşmaya başladı:
“Günaydın Eylül Hanım! Hemen bugünkü programınızı size hatırlatayım. Venüs’ün Çocukları adlı bilimkurgu serinizin ikinci kitabının 12. baskısı için yayınevi sizden haber bekliyor, hemen aramalısınız. Ayrıca yine serinizin ilk kitabının filmini çekmek isteyen bir yönetmen var. Ayrıca sizin de sette bulunup genç oyunculara ipucu vermenizi istiyor ve ödüllü bir oyuncu ve yazar olarak fikrinizi ve onayınızı bekliyorlar. Bu arada mezun olduğunuz Juillard Konservatuvarı’ndan aradılar. Haftaya cuma günü okulun 138. kuruluş yıldönümü için konferans verip veremeyeceğinizi soruyorlar. Ha unutmadan, eşiniz az önce aradı. Son filminin galası çok güzel geçmiş. Kızınızın lisesinde bu akşam balo var. Aldığınız elbiseyi paketledim, birazdan göndereceğim. Son olarak müzisyen arkadaşınız Ekin Hanım aradı. Yarın akşam saat 20.00’de sizi evine bekliyor.”
Konuşmalarından asistanım olduğunu sandığım genç kızın soluk almadan aktardığı programımı şaşkın bir şekilde dinledim. Söyledikleriyle neredeyse tüm hayatımı birkaç cümleyle özetleyivermişti. Bu hayatı yani hayallerimdeki hayatı yaşayabilmem için çok ama çok çalışmam gerektiğini biliyordum. Hemen merdivenlerden yukarı çıktım, odanın kapısını açtım ve kendimi 12 yaşımdaki halimde ve odamda buldum. Eylül ŞIRAY 7-A