Bir
varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde birbirinden nefret
eden iki ülke varmış. Bu ülkeler nefret ve acı ile beslendikleri için sürekli
aralarında kavga ederlermiş. Kara Bulutlar Ülkesi Karanlıklar Ülkesi’ne,
Karanlıklar Ülkesi de Kara Bulutlar Ülkesi’ne hükmetmek istiyormuş. Tüm bu
kavgaları, anlaşmazlıkları iki parça
toprak için yapıyorlarmış.
Ve
bir gün uzak diyarlardan ak sakallı bir dede çıkagelmiş. Bir zamanlar kardeş
gibi yaşayan bu ülkelerin bu duruma düşmesine inanamayıp iki ülkenin
insanlarına unutulan barışı anlatmış. İnsanların bazıları değişmek isteyip
başarırken bazılarının ise hiçbir şekilde duyguları değişmemiş. Zamanla
insanlar kendilerini yıpranmış, mutsuz, umutsuz hissettikleri için barış kelimesi
onlar için daha anlamlı gelmeye başlamış.
Bir
gün Kara Bulutlar Ülkesi’ndeki insanlar isyan edip “Biz artık kavga değil,
dostluk ve barış içinde yaşamak istiyoruz.” demişler. Aynı hisleri Karanlıklar
Ülkesi’ndeki insanlar da hissedince iki ülkenin başındaki liderler barışın
olmasına karar vermişler. Bunun üzerine Kara Bulutlar Ülkesi Beyaz Bulutlar
Ülkesi’ne dönüşmüş, Karanlıklar Ülkesi de Aydınlıklar Ülkesi olmuş. Ve tüm
insanlar barış sonrasında kardeşçe mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmüşler. Melissa ŞİRİN 7-B