Ben
bir bilgisayarım. Sahibim genelde beni oyun oynamak için kullanır. Sahibimin
odası hariç evinin hiçbir yerini görmedim. Sonuçta bir kutunun içindeydim.
Sahibimin adı Azrak, Dora, Alp ya da
Ekin; aradaki konuşmalardan tam çözemedim. Neyse, onu boş verip bana dönelim. Sahibim
sağ olsun, içimde bir sürü oyun var. Tam bir aile gibiyiz: Fare, klavye, fare
altlığı, hoparlörler, hoparlörlerin kumandası, web kamerası, mikrofon ve
sahibimin günlük suyunu koyduğu su şişesi, 1 yıl önce vefat eden internet
kablosunu da unutmamak gerekir. Seni hiç unutmayacağız. Sahibim oyun oynarken vadesi
dolmuş olan ama hala çalışan koca yürekli internet kablosuna, arkadaşlarına ve
diğer insanlara küfür eder. Günde 8-9 saat açık kalmam yüzünden, giderken de
açık bırakıyor beni, uyuyamıyorum. Uykusuzluk yüzünden panik atak başladı bende.
Bir hırsız beni götürürse, başıma kötü bir şeyler gelirse diye kara kara düşünmeye
başladım. Ama ailem hep yanımda, o yüzden korkmuyorum.
Bu da benim hayatım. Kaderde
bilgisayar olmak varmış. Yapacak bir şey yok. Seve seve sorumsuz ve düşüncesiz sahibime
katlanacağım. Azrak KAYA 7-A