Barış
için her insan kenetlenir birbirine, kan davaları son bulur. Yaşadığı
toprakları kaybetmemek için demirden bir zincir gibi kenetlenir bir daha
kopartmaya çalışanların olacağını bile bile. İşte o toprak hisseder kardeşliği
ve yeşerir. Zamanla meyvelerini verir. İlk armut toprağa düştüğü zaman
değerlenir toprağın bir avucu. O armudu narince yiyen küçük çocuk etrafa sevinç saçar. Sevincin kaynağıdır
barış. O yeşeren topraktaki meyveleri toplar faytonla o kenetlenen insanlara
dağıtırlar ki, vatan uğruna kenetlenmenin sonucunu görsünler diye. Sevinç meyvelerini
ilk önce çocuklar yer ki atalarının zamanında vatan uğruna nasıl
kenetlendiklerini bilsinler diye. Bu vatanın öyle kolay kazanılmadığını, ne
zorluklarda zinciri koruduklarını ve koruma sırasının onlara geldiğini
bilsinler diye. Atatürk bu zincirin en kalın, en ileri görüşlü, en akıllı ve en
iyi halkası olmuştur her zaman. Yavaş yavaş ekledi zincire halkaları.
Birleştirdi insanları. Bu öyle bir zincir oldu ki bütün vatanı sardı. Bütün
vatanı düşmanlardan korudu. Halkı geliştirdi, bilginleştirdi. O halkalar
gittikçe kalınlaştı. Yıkılmaz bir duvar oldu bu zincir. O zincir kendi içinde
zamanla gelişti. Sonra bu zinciri örnek alanlar kendi ülkelerinde zincirler
oluşturmaya başladılar. Ama bilmiyorlardı ki en kalın halkanın bizde olduğunu,
bilmiyorlardı ki zamanında bu toprağın nasıl güzel meyveler verdiğini. Nasıl
fidanları kardeşlikle diktiklerimizi. Zaman geçti, durmak bilmedi ve biz o
kalın halkayı kaybettik. İşte o zaman ne zincir kaldı ne sevinç. Ne kardeşlik
kaldı ne barış. Zeynep YILDIRIM 7-B