24 Mayıs 2017 Çarşamba

SEVİNÇ MEYVELERİ

Barış için her insan kenetlenir birbirine, kan davaları son bulur. Yaşadığı toprakları kaybetmemek için demirden bir zincir gibi kenetlenir bir daha kopartmaya çalışanların olacağını bile bile. İşte o toprak hisseder kardeşliği ve yeşerir. Zamanla meyvelerini verir. İlk armut toprağa düştüğü zaman değerlenir toprağın bir avucu. O armudu narince yiyen küçük çocuk  etrafa sevinç saçar. Sevincin kaynağıdır barış. O yeşeren topraktaki meyveleri toplar faytonla o kenetlenen insanlara dağıtırlar ki, vatan uğruna kenetlenmenin sonucunu görsünler diye. Sevinç meyvelerini ilk önce çocuklar yer ki atalarının zamanında vatan uğruna nasıl kenetlendiklerini bilsinler diye. Bu vatanın öyle kolay kazanılmadığını, ne zorluklarda zinciri koruduklarını ve koruma sırasının onlara geldiğini bilsinler diye. Atatürk bu zincirin en kalın, en ileri görüşlü, en akıllı ve en iyi halkası olmuştur her zaman. Yavaş yavaş ekledi zincire halkaları. Birleştirdi insanları. Bu öyle bir zincir oldu ki bütün vatanı sardı. Bütün vatanı düşmanlardan korudu. Halkı geliştirdi, bilginleştirdi. O halkalar gittikçe kalınlaştı. Yıkılmaz bir duvar oldu bu zincir. O zincir kendi içinde zamanla gelişti. Sonra bu zinciri örnek alanlar kendi ülkelerinde zincirler oluşturmaya başladılar. Ama bilmiyorlardı ki en kalın halkanın bizde olduğunu, bilmiyorlardı ki zamanında bu toprağın nasıl güzel meyveler verdiğini. Nasıl fidanları kardeşlikle diktiklerimizi. Zaman geçti, durmak bilmedi ve biz o kalın halkayı kaybettik. İşte o zaman ne zincir kaldı ne sevinç. Ne kardeşlik kaldı ne barış. Zeynep YILDIRIM 7-B