24 Mayıs 2017 Çarşamba

ÇİKOLATA ÜLKESİ

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal, pire berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ülkenin birinde anne baba ve kızlarından oluşan bir aile yaşarmış. Günlerden bir gün baba eve mutlulukla gelmiş. Yüzünde güller açıyormuş. Küçük kız merakla sormuş:
-          Babacığım, niçin bu kadar sevinçlisin?
Babası:
-          Güzel kızım, sizi avucumun içi gibi bildiğim bir ülkeye, Çikolata Ülkesi‘ne, götüreceğim.
Günlerdir aralarına kara kedi girmiş olan karı kocanın aralarından su sızmamaya başlamış. Küçük kız sorulara devam etmiş:
-          Babacığım, hani bizim paramız yoktu? Babası:
-          Ben bu tatil için uzun zamandır para biriktiriyordum. Damlaya damlaya göl olur demişler, şimdi bunun semeresini almak için uygun zaman.

Bu durum annenin çok garibine gitmiş ama bir yandan da sevincinden etekleri zil çalıyormuş. Hadi, çabuk gidelim demiş. Baba ise: “Acele işe şeytan karışır, biraz sabırlı olun diye karşılık vermiş. Tatil günü gelmiş çatmış. Ailecek güle oynaya uçağa binmişler, Çikolata Ülkesi‘ne varmışlar. Bu ülkede her yer çikolatadanmış. Evler, ağaçlar hatta arabalar bile çikolatadanmış. Kalacakları çikolata şatosuna doğru giderlerken kız etrafını hayranlıkla izliyormuş. Babasına sormuş: “Babacığım, bu ülkede benim aklımdan çikolata yemekten başka hiçbir şey geçmiyor, lütfen şu taksiyi durdurur musun? Yoldaki çikolata ağaçlarından çikolata yemek istiyorum yoksa dayanamayıp bu taksiyi yiyeceğim babacığım. Babası da:      “Güzel kızım, biraz sabırlı ol. Bu ülkede bunları  her gelen yemek isterse bu ülkede hiçbir şey kalmaz. “ demiş. Sonunda otellerine yerleşmişler. Çok güzel bir tatil geçirmişler. Dönüş günü tüm aile mutlu bir şekilde yola koyulmuş. Kız babasına çok teşekkür etmiş. Babası: “Kızım, ne ekersen onu biçersin, sen bu tatili hak ettin.” demiş. Ece BEKİT 7-A