Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler
top oynarken eski hamam içinde… Ben diyeyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan,
uçtu uçtu bir kuş uçtu; kuş uçmadı. Gümüş uçtu. Gümüş uçmadı, Memiş uçtu. Uçar
mı, uçmaz mı demeye kalmadı; anam düştü eşikten, babam düştü beşikten… Biri
kaptı maşayı, biri aldı meşeyi; dolandım durdum dört köşeyi…
Bir
zamanlar bir çiftçi varmış. Bu çiftçi çok çalışkanmış. Her gün meyve sebze
dikip sularmış. Bir gün, bir dev çiftçinin tarlasına gelmiş ve ona ekinlerinin
ne kadar güzel olduğunu söylemiş. Çiftçi de ona şöyle cevap vermiş:
-Teşekkürler
dev ama ekinlerimi yiyemezsin. Onlar ailemin ve benim tek geçim kaynağımız.
Ve
dev bunu duyunca oradan uzaklaşmış. Sonra da yemek aramaya yola çıkmış. Ama
hiçbir yiyecek bulamamış. Ancakdev çok açmış. En sonunda tarlaya doğru yola
çıkmış. Önce bunu yapmak istememiş ama sonra açlığına yenik düşüp çiftçinin
emek verip büyüttüğü tüm yiyecekleri yemiş.
Ertesi
gün çiftçi tarlasını bomboş görünce çok üzülmüş. Ve bunu yapanın dev olduğunu
anlamış. Çünkü yerde devin ayak izleri varmış. Sonra devin evine gitmiş ve deve
şöyle demiş:
-Neden
tüm ekinlerimi yedin? Onlar benim ve ailemin tek geçim kaynağımızdı. Şimdi
ailem ve ben çok kötü durumdayız. Hiç paramız ve yiyeceğimiz yok! Ayrıca
zahmetsiz rahmet olmaz. Çalışan kazanır, elması kızarır.
Bunu
duyan dev üzgün bir şekilde ona cevap vermiş:
-Üzgünüm,
ailem ve arkadaşım olmadığı için üzüntüden hep yemek yiyorum. Ben aslında
seninle dost olmak istiyordum.
Buna
karşılık çiftçi ona demiş ki:
-Özür
dilerim, senin yalnız olduğunu bilmiyordum. Anca beraber, kanca beraber.
İstersen bundan sonra hep bizimle yaşayabilirsin. Bize can yoldaşı olursun.
Dev
sevinçle:
-Tabii
ki sizinle yaşamak isterim. Çok teşekkür ederim.
En
sonunda çiftçi, çiftçinin ailesi ve dev mutlu bir şekilde, dirlik düzen içinde
hayatlarına devam etmişler… Efe SİMAV 7-B