24 Mayıs 2017 Çarşamba

ŞAKA

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler top oynarken eski hamam içinde… Ben diyeyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan, uçtu uçtu bir kuş uçtu; kuş uçmadı. Gümüş uçtu. Gümüş uçmadı, Memiş uçtu. Uçar mı, uçmaz mı demeye kalmadı; anam düştü eşikten, babam düştü beşikten… Biri kaptı maşayı, biri aldı meşeyi; dolandım durdum dört köşeyi…
Bir zamanlar bir çiftçi varmış. Bu çiftçi çok çalışkanmış. Her gün meyve sebze dikip sularmış. Bir gün, bir dev çiftçinin tarlasına gelmiş ve ona ekinlerinin ne kadar güzel olduğunu söylemiş. Çiftçi de ona şöyle cevap vermiş:
-Teşekkürler dev ama ekinlerimi yiyemezsin. Onlar ailemin ve benim tek geçim kaynağımız.
Ve dev bunu duyunca oradan uzaklaşmış. Sonra da yemek aramaya yola çıkmış. Ama hiçbir yiyecek bulamamış. Ancakdev çok açmış. En sonunda tarlaya doğru yola çıkmış. Önce bunu yapmak istememiş ama sonra açlığına yenik düşüp çiftçinin emek verip büyüttüğü tüm yiyecekleri yemiş.
Ertesi gün çiftçi tarlasını bomboş görünce çok üzülmüş. Ve bunu yapanın dev olduğunu anlamış. Çünkü yerde devin ayak izleri varmış. Sonra devin evine gitmiş ve deve şöyle demiş:
-Neden tüm ekinlerimi yedin? Onlar benim ve ailemin tek geçim kaynağımızdı. Şimdi ailem ve ben çok kötü durumdayız. Hiç paramız ve yiyeceğimiz yok! Ayrıca zahmetsiz rahmet olmaz. Çalışan kazanır, elması kızarır.
Bunu duyan dev üzgün bir şekilde ona cevap vermiş:
-Üzgünüm, ailem ve arkadaşım olmadığı için üzüntüden hep yemek yiyorum. Ben aslında seninle dost olmak istiyordum.
Buna karşılık çiftçi ona demiş ki:
-Özür dilerim, senin yalnız olduğunu bilmiyordum. Anca beraber, kanca beraber. İstersen bundan sonra hep bizimle yaşayabilirsin. Bize can yoldaşı olursun.
Dev sevinçle:
-Tabii ki sizinle yaşamak isterim. Çok teşekkür ederim.
En sonunda çiftçi, çiftçinin ailesi ve dev mutlu bir şekilde, dirlik düzen içinde hayatlarına devam etmişler… Efe SİMAV 7-B