Yeliz 10 yaşında, 4.sınıfa giden bir kız
çocuğuydu. Sabah uyanıp annesi Selin Hanım’ın yanına gitti. Yeliz:
-Anne, benim yarın matematik sınavım
var. Kötü alırsam kızar mısın? dedi.
Selin Hanım:
-Hayır, asla sana kızmam, hem de bunun
için. Senin sınav notun senden daha önemli değil, dedi. Yeliz bu sözle mutlu
oldu ama çok heyecanlıydı ve korkuyordu.
Sınav günü gelmiş çatmıştı. Yeliz, o korku ve heyecanla
yapamayacağım demeye başladı. O korku gittikçe içinde büyümeye başladı.
Yeliz’in sınavı 4. Dersti. O sırada sınavdan bir önceki teneffüstelerdi.
Teneffüsün bitmesine 5 dakika vardı ama Yeliz çok korkuyordu. Sonunda 4. Derst
gelip çatmıştı. Öğretmenleri Esra Hanım içeriye girdi. Günaydın dedikten sonra
sınavları dağıttı. Yeliz en kolay soruların karşısına geldiğini düşünerek
sınavına başladı. Ama sonra hiç çalışmadığı konuların olduğunu anladı. Çok
heyecanlandı ve çok korktu. Sınavı bitmişti. Öğretmene sınav verme sırasına
geçti. İçinden bunu yapabilirim demişti ama bunun için çok geç kalmıştı. Bunun
farkında olmayan Yeliz hiçbir şeyi düşünmeyip sınava odaklanmak yerine içindeki
korkuyu daha çok büyütmüştü. Sınavından hiç umutlu değildi ve bunun sayesinde
ters yoldan giderek başarısızlığı seçmişti. O bunları düşünürken sıranın ona
geldiğini bile fark etmemişti. Esra Öğretmen:
-Yeliz, dedi.
-…
-Yeliz!!! dediği anda hemen kağıdını verip
sıraya geçti. Çok düşünceliydi. Birkaç saat sonra okulu bitmişti. Aceleyle
servisine koştu. Servis onu eve bıraktı. Yeliz yukarıya çıktığında annesi onu
karşıladı ve:
-Kızım sınavın nasıl geçti? Diye sordu. Yeliz
hiç yanıt vermeden odasına gitti. Annesi çok şaşırdı, gün boyunca gözlemledi ve
Yeliz’in yemeğini düzgün yemediğini ve düzgün uyuyamadığını gördü. Tam o sırada
Esra Öğretmen mesaj attı. Mesajda ertesi gün saat 12.45’te okulda buluşmaları
gerektiği yazıyordu. Sabah Selin Hanım:
-Kızım öğretmenin mesaj attı, bugün öğlen
okulda konuşmamız gerekiyor, dedi. Yeliz
çok endişelendi, bu yüzden gülümsemeyle yetindi. O da gerçek bir
gülümseme değildi. O öğlen Selin Hanım ile Esra Hanım buluştular, birbirileriyle
selamlaştılar ve Esra Hanım konuya girdi:
-Yeliz’in sınavı çok kötüydü. 62 almış.
Çok şaşırdım. Aklı çok karışık ve çok dalgın. Siz lütfen onunla konuşun, dedi.
Konuşma birkaç dakika sürdü, sonunda anlaştılar ve Yeliz ile konuşmaya karar
verdiler. Ama sadece Selin Hanım konuşacaktı. O akşam Yeliz eve gelince
annesinin ona kızacağını düşünerek başını öne eğdi. Selin Hanım kapıyı açınca
hiç kızmadı. Yeliz şaşırdı. Selin Hanım içeri geçince:
-Kızım sen çok çalışkansın ama kendine
güvenmelisin ve içinde korku yerine umut olmalı, kendine güvenmelisin. Sınav
notun 62’ymiş. Ama 3 hafta sonra tekrar sınavın var. Lütfen, dediğim gibi
kendine güven, umutlu ol, zaten başarırsın.
-Peki anneciğim, dedi.
3 hafta sonra Yeliz’in tekrar sınavı
vardı. Bu sefer serviste içinden başarabilirim diyordu. Ve sınavda çok iyiydi.
Esra Hanım da bunun farkındaydı. Bu sefer sınavdan 100 almıştı, herkes mutlu
olmuştu.
O gün Yeliz günlüğüne: