Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, günlerin
birinde çok heybetli bir sarayda yaşayan bir kral varmış. Kral Mush o kadar açgözlüymüş
ki her şeyin onun olmasını istermiş.
Bir gün Kral Mush sarayın görkemli
koridorlarında volta atarken yerde bir altın bulmuş. Çalışanlarından birininmiş
bu altın. Kral Mush altını cebine koyup yola koyulmuş. Altını düşündükçe
ağzından suları akmaya başlamış. Yürürken az ileride bir işçinin ağladığını
görmüş.
-Ne oldu Hacivat? Neden ağlıyorsun? diye sormuş.
-Altınımı kaybettim kral efendi! Herhalde
çalışırken düşürdüm. Her yere baktım; yok, yok, yok! Nerede ki bu altın?
Kral bunu duyunca içinden “İşte şimdi ayvayı
yedim.”diye geçirmiş.
-Bir altın için mi bu kadar üzülüyorsun? A
akılsız adam. Al altınını ama unutma ak akçe kara gün içindir.
Aslında Kral Mush altını vermekten pek
hoşlanmamış. Ama ne yapsın adam? Sonuçta sel ile gelen yel ile gidermiş. Benden
söylemesi, bu lafı boşuna söylememişler…
Aradan birkaç gün geçmiş. Kral Mush bir
gece uyurken göz alıcı bir ışık güzelim rüyasını bölüvermiş. Ne olduğunu
anlamaya çalışırken şok olmuş. Karşısında bir peri duruyormuş. “Kralım benden
üç dilek hakkınız var.” demiş. “Ya iyi kullanırsınız ya da hiç kullanmazsınız.
Karar sizin. “Kral açgözlü demiştim ya hemen periyi tutmuş. Ve şöyle demiş:
-Evet! Güzel üç dilek söyleyeceğim sana.
Ancak peri minik bir uyarıda bulunmuş.
-Kralım, dikkatli olun ha, sakın baltayı taşa
vurmayın. Geri dönüşü olmaz sonra!
Kral periden ekstra zenginlik, sağlık ve ömür
boyu yetecek kadar altın dilemiş. Tüm dilekleri gerçek olmuş. Aradan yıllar
geçmiş. Altınlar suyunu çekmiş. Öyle olunca kral etrafındaki yalancı dostlarını
da teker teker kaybetmeye başlamış. Eee, ne de olsa düşenin dostu olmazmış.
Kendi kendine düşündüğü bir gece peri çıkagelmiş. Kral onu görünce çok
sevinmiş.
-Ne o kral efendi? Talimatlarıma uymamışsın
anlaşılan. Bütün altınları tüketmişsin. Oysa sakla samanı gelir zamanı demiş
atalarımız. Sen hiç uymamışsın.
Kral o gece hatasını anlayıp sabah olmadan
bütün çalışanlarından özür dilemiş. Çalışanlarına zam yapacağını söylemiş.
Ancak bu zam parayla değil sevgiyle olacakmış. Çünkü tatlı dil yılanı bile
deliğinden çıkarırmış. Gökten üç elma düştü; biri bana, biri
dinleyenlere, diğeri de bütün iyi insanlara olsun.”