9 Aralık 2013 Pazartesi
BİR KELEBEK OLSAM
Ben bir kelebeğim. Mor, pembe, mavi, yeşil kanatlarımla adeta bir renk cümbüşüyüm. Bütün herkes çok sever beni; çocuklar, gençler, büyükler, yaşlılar.
Renklerimle, havada süzülüp uçuşumla, herkesi huzura kavuştururum. O anda en çaresiz, en başı dertte insanların bile yüzünde kocaman, sımsıcak bir gülümseme oluşur sayemde. En azından onları bir süre dertlerinden, acılarından uzaklaştırmak en büyük hedefim şu size kısacık gelen fakat benim için upuzun ve anlamlı olan hayatımda. En çok kızdığım şey de bu aslında. Siz insanlar ikide bir kelebeklerin hayatı hakkında yorum yapıyorsunuz, durup dururken kısalığından bahsediyorsunuz hayatımın. Ancak sizin benim hayatım hakkında yorum yapmaya hakkınız yok ki. Çünkü ne siz hayata kelebek gözüyle bakabilirsiniz ne biz hayata insan gözüyle bakabiliriz. Bir de şuna çok sinirleniyorum: Siz insanlar kadar bencil yaratıklar hiç görmedim hayatımda. Karnınız doysa bile gözünüz doymuyor sizin. Size gerekenle yetinmiyorsunuz, hep daha fazlasını istiyorsunuz. Boş yere hiçbir suçu olmayan hayvanların etini, yününü, sütünü, yumurtasını alıyorsunuz. Yaşadığım bir günümü anlatmam gerekirse zaten kozamdan çıktıktan sonraki hayatımı anlatmam öyle saatlerimi almaz. Kozadan çıkmadan önceki hayatım da hayat sayılmaz. Kozadan çıkıyorum, rengarenk kanatlarımla rengarenk çiçeklerin üzerinde süzülürcesine uçuyorum. Zaten sonra da hayata gözlerimi yumuyorum. Kısaca hayatın tadını çıkarıyorum da diyebilirim.
Şu an içinden, peki ölünce hiç üzülmüyor musun? diye soruyorsan, seni hiç meraklandırmadan cevabımı vereyim. Hayır üzülmüyorum. Neden mi? Çünkü hayata kelebek gözüyle bakıyorum!
Ceren ÇİV
7-B