9 Aralık 2013 Pazartesi
SU DAMLASI
Merhaba, ben su damlası. Bugün uyandığımda etrafta bir koşuşturmaca vardı. Ne olduğunu anlamaya çalıştım ama bağrışmadan başka bir şey duyulmuyordu. Yanımdan koşarak geçen birine neler olduğunu sordum ama sadece aşağıya inmemiz gerektiğini söyledi. Ne olduğunu anlamamıştım, sonunda bir arkadaşım yanıma geldi ve olanları anlattı. Aşağıya inmemiz ve insanlara yağmur götürmemiz gerekiyormuş çünkü barajları kurumuş ve kuraklık varmış, bu yüzden de toplanıyormuşuz. Arkadaşım bana bunları söyledikten sonra başkalarına da haber vermemi söyleyerek uzaklaştı. Hala uyumakta olan arkadaşlarımı uyandırmak üzere yanlarına gittim. Onlar da uyanınca etrafa dağıldık. Başkalarını da uyandırmak üzere gezerken yaşadığımız bulutun kenarına geldiğimi fark ettim. Uzaktaki başka bulutlardaki koşuşturmayı görebiliyordum. Başlarındaki komutan olan su damlası onlara aşağıya nasıl inecekleri ve bulut üzerine nasıl yerleşecekleri hakkında bilgi veriyordu. Bizim başımızdaki komutan olan su damlasının bizi bir yere çağırdığını gördüm. Ben de o tarafa doğru yürümeye başladım. Komutanımızın anlattığına göre bulutumuzun kenarındaki kaydıraklarda sıra olacaktık. Sonra da işaret verildiğinde kaymaya başlayacaktık. Ben ilk kez deneyecektim bu yüzden çok heyecanlıydım. Benden büyük arkadaşlarımın anlattığına göre çok eğlenceliymiş, aşağıya indiğinde de kurumadan diğerlerinin yanına gitmemi önerdiler. Komutanımızın da anlattığına göre bir yerde birleşip bir süre bekleyecekmişiz sonra yine bulutlara yükselecekmişiz. Daha önceden bunu çok yapmış olan bir su damlasının başına gelenleri bir bilseniz! Birkaç hafta aşağıda kalmışlar sonra kurumalarına çok az kaldığı bir anda bulutlara yükselmeye başlamışlar. Acaba benim başıma ne gelecek çok merak ediyorum. Güneş kardeş umarım bize de merhametli davranır da hemen bulutlara yükseltir. Bunu nasıl yaptığını hiç bilmiyorum ama o yükseltiyormuş bizi. Ben bunları düşünürken diğerleri kaydıraklara ulaşmıştı bile. Ben de hemen arkalarından gittim. Heyecanlı kısa bir bekleyişten sonra komutanımız işaret verdi ve sıranın başındaki kaymaya başladı. Bulunduğum sıra biraz uzundu ve ben sıra bana yaklaştıkça heyecanlanıyordum. Sonunda önümde sadece bir kişi kalmıştı, o da kaydığında heyecanım on katına çıktı. Artık sıra bendeydi, kaydırağa oturdum ve önüme baktım. Arkamdakiler beklemememi ve artık kaymamı söylüyorlardı. Sonunda arkamdaki su damlasının beni itmesiyle kendimi süzülürken buldum. Evet, anlattıkları gibi çok eğlenceliydi. Aşağıya yaklaştıkça insanlarında bizler gibi koşuşturduğunu gördüm hepsi şemsiyelerini çıkarmaya çalışıyordu. Şemsiyelerden kaçarken bize benzeyen ama yere düşmüş bir çocuğun yüzünde bulunan bir su damlasıyla karşılaştım. Ona kim olduğunu sordum, o bir gözyaşıymış. Çocuk yere düştüğü için canı yanıyormuş ve üzülüyormuş. Böyle durumlarda ortaya çıkarmış onlar. Acaba biz de bulutların canı yandığı ve üzüldüğü için mi ortaya çıkmıştık? Hayır, öyle değildi; biz dünyadaki kuraklık ve barajların boş olması nedeniyle ortaya çıkmıştık. Ben dalmış bunları düşünürken birden bir şemsiyeye çarptım. Canım o kadar acıdı ki! Ölüyorum zannettim. Biraz dinlendikten sonra acım yavaş yavaş azaldı ve sonunda geçti. Etrafıma baktığımda hala şemsiyenin üstünde olduğumu ve diğer su damlalarının bir yerde toplanmakta olduğunu fark ettim. Sonra bize verilen öğüdü hatırladım. En yakınımızdaki su damlalarıyla birleşmemiz gerekiyordu. Böylece kurumayacaktık. Ben de hemen onların yanına gittim, kol kola girerek birleştik. Aramızdaki en deneyimliler başımıza geçtiler. Asla ayrılmamamız ve tek başımıza hareket etmememiz gerektiğini söylediler. O sırada en yakın arkadaşımı gördüm ve onun yanına gitmek istedim. Ancak yanına gidemedim çünkü kurumamamız için gereken kurallar bunlardı ve bizim uymamız gerekiyordu. Yerimde kaldım. Şemsiye sonunda kurumak üzere yere bırakıldığında biz de aşağıya kaymaya başladık. Sonunda yere indiğimizde bir yapının içinde olduğumuzu fark ettik. Hızla kapıya doğru ilerledik. Aslında bunu yapmamamız gerekiyordu ama sayımız çok az olduğu ve kurumamamız gerektiği için başka su damlalarını bulmalıydık. Yolda küçük gruplar halinde olan su damlalarıyla karşılaştık ve onları da yanımıza aldık. Hızla büyüyorduk. Dışarıda bizim gibi bir topluluk gördük. Hemen yanlarına gittik ve onlarla birleştik. Artık yeterince büyüktük ve beklememiz gerektiğini biliyorduk. Ben de yanımdakilerle sohbet etmeye başladım. Güneşin pek fazla olmadığını ama artacağını söylüyorlardı belki de böyle birkaç gün kalabilirdik. Aradan saatler geçti. Biz inerken hava karanlıktı yani geceydi. Şimdi ise öğlen oldu sanırım. Ben biraz uyumaya karar verdim. Uyandığımda herkes heyecanlı gözüküyordu. Sanırım yakında yükselecekmişiz. Ben uyurken yanımıza birkaç küçük grubun daha eklendiğini fark ettim. Sayımız artmış. Birden yanımdaki yükselmeye, buharlaşmaya başladı. Ne olduğunu anlamıştım. Artık yukarı çıkacaktık. Birden ben de yükselmeye ve buharlaşmaya başladım. İnanamıyordum, bu aşağıya inmek kadar eğlenceliydi. Yavaş yavaş yükseldim, dünya küçülmeye, insanlar gözükmemeye başladı. O sırada artık yaşadığım buluta yaklaştığımı fark ettim. Sonunda bulutuma ulaştığımda kendimi yine bir su damlası şeklinde buldum. Uyuyacağımız yerlerde toplandık. Sonra herkes birbirine yaşadıklarını anlatmaya başladı. Herkes çok eğlenmişti. Özellikle bir arkadaşım tam ezilecekken kurtulmuş, başka birisi bir arabaya çarpmış ve rüzgârdan da yere düşmüş. Herhalde canı çok acımış olmalı diye düşündüm. Artık çok yorulmuştum. Arkadaşlarıma iyi geceler diledim ve tatlı bir uykuya daldım.
Elifnaz ERTÜRK
7-B