10 Aralık 2013 Salı
KARINCALAR
Merhaba! Ben bir karıncayım, adım da John. Babamın adı Robert, annemin adı da Katy. Biz İzmir’de küçük bir evde kalıyoruz. Şimdi sizlere sıradan bir günümü anlatayım…
Sabah erkenden, saat 6 gibi uyanırız. Biz bu saati çok severiz. O saatlerde hiç insan yoktur etrafta. Çünkü insanlar bize kötü davranıyorlar ve evlerimizi yıkıyorlar. Neyse, kahvaltı için biraz yemek topladıktan sonra birazını yeriz o yemeklerin. Biz tutumlu olduğumuz için diğer kısmını depo ederiz. Sonra insanlar yavaş yavaş kalktıkları zaman hepimizin içini bir korku sarar. Öğlen vakitlerinde bütün herkes dinç olur. Biz yine her zamanki gibi çalışırız. Ama bir insan hatta bir çocuk sırf eğlence için parmağıyla veya elindeki bir sopayla bizim evimizi yok eder. Ben, annem ve babam canımızı zor kurtarırız. O kadar emek vererek bulduğumuz yiyecekler bir saniyede yok olur. Biz bu duruma çok üzülürüz ve içimizde insanlara karşı bir kin vardır. Ama bazı insanlar vardır ki kahvaltıda yediği ekmekten çıkan kırıntıları biriktirerek bize verirler. Biz böyle insanları çok severiz.
Belki de insanlar sırf gülebilmek, eğlenebilmek için bizim yuvamızı yok etmese herkes dostça yaşayabilir. İnsanlar sanki dünyada sadece kendileri var gibi yaşıyorlar. O zaman insanlar öyle düşünmemeli ve bencil olmamalı.
Alperen TÜRKGÜLER
7-B