Merhabalar.
Ben Mikey ve Nike’da kasiyerim. Aylık gelirim ve giderim aynı, o yüzden
hayalimdeki motoru ve istediğim birçok şeyi alamıyorum. Çocukluğumdan beri
motorlara karşı bir ilgim var. Babam vefat etmeden önce bir yarış motoru vardı.
Hiç ona binememiştim, keşke binebilseydim. Bahsetmedim fakat ben kitapları çok
severim, çocukken sıkıldığım her zaman kitap okurdum ama artık kitap benim için
lüks oldu… Bir gün sert bir adam geldi, sert dediğim dövmeli, büyük ve elinde
bir çanta vardı. Ne olduğunu anlamadım, mağazaya girdiği gibi bana soru
sormadan ayakkabılara baktı. Ben de yanına gidip bir şeyler sordum:
- Merhabalar, size nasıl
yardımcı olabilirim?
- Grrr ,sizde 45 numara
siyah jordan’s bulunur mu?
- Benim bildiğim
kadarıyla yok ama bir depoya bakıp geleceğim efendim.
- Bir de gitmeden şu mavi
mataranın fiyatını öğrenebilir miyim acaba?
- Evet erm…. 65 TL
efendim.
- Anladım.
Depoya
bakmaya gittiğim zaman ayakkabıyı bulabildim fakat adam elinde silah ile bana
doğru geliyordu ve ben de ne yapacağımı bilmediğim için korktum, sakin kalmaya
çalıştım fakat başaramadım. Büyük adam bana “YAT YERE!” diye bağırdı, ben de
korkudan yattım. Meslektaşlarım polisi aramaya çalışırken yakalandı. Koca adam
kasaya doğru yöneldi, ben de fırsatın bu olduğunu anladım ve hemen koştum. Adam
beni görmedi, sessizce koltuğa doğru yöneldim. Adam paraları aldı ve kapıya
doğru yöneldi, ben de çelik matarayı alıp kafasına vurdum. Adam bayılmıştı,
hemen polisi aradım. Polis gelinceye kadar uyanmadı. Türkiye Nike şube başkanı
yanıma gelip beni müdürlüğe terfi ettirdi. Çok sevinmiştim çünkü sonunda
hayalimdeki motoru, üstüne istediğim arabayı da alabilecektim. Hayatımın en
gergin, en korkunç günü hem de aynı zamanda en güzel günüydü!
Batın GÜRSOY 6-B