1 Mart 2022 Salı

GEÇ KAVUŞMA

 

Şehrindeki çok sevdiği bir nehre doğru arabasıyla beraber yola çıkıp biraz kafa dinlemek isteyen yaşlı bir kadın sonunda çok sevdiği milli parka varmıştı. Burada oturup biraz hayatı sorgulamak istiyordu. Hava da soğuktu, hafif kar yağıyordu fakat ona hiçbir şey engel değildi. O buraya hep gelirdi. Bir keresinde tipi varken de gelmişti. Burayı seviyordu. Biraz etrafta gezmeye karar verdi. Gezerken iki kişiye rastladı. Birisi 40’lı yaşlarda gibi görünen bir kadındı, diğeri ise 45 yaşında gibi duran bir erkek. Tartışıyorlardı. Yaşlı kadın araya girmek istese de hem çok utangaç olduğu için hem de bunu yapacak gücü olmadığı için uzaktan izlemeye karar verdi. Hızla tartışma sürüyordu. İki taraf da haklı olduğunu düşünüyor, galip taraf bir türlü çıkamıyordu. Derken 40’lı yaşlardaki kadın yaşlı kadını fark etti ve: “Bizi ne diye dinliyorsun?” diye sordu. Yaşlı kadından ses gelmeyince adam çekip gitti ve baş başa kaldılar.

Hava çok soğuktu, yaşlı kadının elleri hem korkudan hem de soğuktan titriyordu. Hava en az eksi 8 dereceydi ve karlıydı. Kadın ağzından laf almaya çalışsa da başarılı olamadı. Yaşlı kadın sanki onları dinlememiş veya hiçbir şey yaşanmamış gibi ona nereli olduğunu nerden geldiğini ve nasıl hissettiğini sordu. Kadın buna anlam veremedi. “Kafadan kontak herhalde bu.” gibi bir şeyler mırıldandı fakat sonrasında yaşlı kadına ilgisini bir anda arttıracak bir olay yaşandı. Benim çok zengin bir oğlum var, kendisi çalışıp kazandı. Şu anda ülkenin en zengini peki ya, senin bir oğlun var mı, diye sordu ancak kadın cevap vermedi, parayla ilgileniyordu ve sordu: “Senin şu oğlun var ya hani, sana bir şeyler ayırdı mı?” diye sordu. Yaşlı kadın: “Aslında bir zamanlar ben de çok zengindim fakat sonra neler olduğunu hatırlayamadığım bir gece yaşandı. O günden beri param yok.” dedi. Genç kadın diğerinin parasını bulmasına yardım edeceğini söyledi fakat bunun karşılığında servetinin %50’sini istedi. Yaşlı kadın paranın değerinden bir haberi olmadığı için hemen kabul etti. Tek amacı oğlunun gönlünü almaktı ve sonunda yaşlı kadın sordu: “Adın ne?”. Kadın cevapladı: “Belial.”. “Memnun oldum Belial.”. Belial sordu: “Peki, senin adın ne?”, yaşlı kadın cevapladı: “Angelus.”. Memnun oldum Angelus.

Belial’ın ilk işi bu oğlanı bulmaktı ve bu yüzden gidip ismini öğrendi. Belial siber güvenlik okumuştu, isimle ilgili tüm bilgisayarları sistemde arattı ve o bilgisayarın e-postasını öğrendi. Ona çakma bir e-posta adresinden sanki iş ile ilgili görüşecekmiş gibi bir e-posta attı. Oğlanın adı Deus’tu. Deus hemen kabul etti. İş tekliflerine hayır diyemezdi. Kendisi bir operatör doktordu ve bu işten çok para kazanarak Deus Holding şirketini kurmuştu. Belial hemen gitti ve ona bir ameliyat teklifi olduğunu söyledi. Başarılı olursa Deus’a ödenecek ücret 70.000 sterlin idi. Deus kabul etti ve Teksas vilayetinden New York vilayetine doğru yola çıktılar. Angelus New York’ta ameliyathanede bekliyordu. Tek amacı oğluyla biraz da olsa konuşabilmekti. Onun için para önemli değildi. 45 saat süren bir araba yolculuğundan sonra New York’taydılar. Hastaneye girdiler ve ameliyathaneye doğru yola çıktılar fakat ameliyat edilecek kişiyi görünce Deus şok oldu. Ve o hastaneyi tüm müşterilere kapattırdı (kendi kurduğu holdingin bir hastanesiydi.). Vakti gelmişti. Silahını çıkardı ve bir odada müzakereye oturdular. Angelus oğluyla konuştuğu için mutlu olsa da vakti gelmişti artık. Belial öfkelenmişti, Angelus’a ya parayı alıyoruz ya da buradan gidiyoruz diye baskı uygulayınca Deus bunları duydu ve dedi ki: “Pekala, madem paramı istiyorsunuz, zaten ben de varlıklı olmaktan çok sıkıldım ve yoruldum. Burada kim kendini feda ederse diğer kişiye parayı vereceğim ama eğer kimse kendini feda etmezse bu sefer dostluk kazanır ve kimse bir şey alamaz ve ben de tüm paramı yakarım. Lütfen seçiminizi yapın.”. Angelus ve Belial öylece kalakaldılar ama o anda Angelus tüm cesaretini toplayıp dedi ki: “Oğlum seninle konuştum ya, artık bu hayatta görülecek değerli bir şey kalmadı. Beni öldür.” dedi. Deus peki diyerek annesinin kafasına duygusuzca bir kurşun attı ve tüm parasını Belial’e bırakarak intihar etti. Belial hayatı boyunca varlıklı yaşadı ve nankörlükten gözü kör olduğu için asla Angelus’a veya Deus’a teşekkür etmedi.

Kaan Efe ÇİMECİOĞLU 8-B