22 Mart 2022 Salı

CEVİZİN AŞKI

 

Bir ovada ceviz

Yalnızlığın kollarının arasında oturuyor.

Ama yalnızlığın kucağı rahat değil artık,

Huzur batıyor sanki cevize.

Ceviz yeni bir kucağa muhtaç…

 

Arılar bile cevizi ziyaret etmeden geçiyor artık.

Kaç yıldır burada ceviz,

Yalnızlıkta kucaklaşmaktan sıkıldı.

Yeni bir kucak gerekiyor artık.

Damarlarını ısıtacak bir kucak…

 

Ceviz ne istediğini biliyor aslında,

O aşkın kucağını istiyor.

Aşk bir ağacı bile ısıtabilir mi?

Bilmiyorum.

Ceviz de bilmiyor.

 

Daha ne kadar var aşkı bulmaya?

Bilmiyorum.

Bildiğim şey cevizin aşık olması için birine ihtiyacı var.

Yıllar geçse bile onu kollarıyla sarmalayacak,

Damarlarını ısıtacak, ona aşık olacak.

 

Birkaç ay geçmiş,

Ceviz hala aşkını ararken çiçekler açmış dallarında.

Kış bitmiş, sahne ilkbaharınmış şimdi.

Ceviz hala yalnızlığın kollarından kaçmaya çalışırken,

Yalnızlık onu sıkı sıkı tutarken.

Bir mevsime aşık olabilir mi insan?

Bilmiyorum.

Ama o bir ağaç ve o ağacı yalnızlığın kucağından kurtaran şey ise bir mevsim.

İlkbahar…

Cevizin damarlarını ısıtan şey ilkbahar.

 

Adeta yalnızlığın kollarını hunharca tırmalayarak almıştı

Cevizi kollarının arasına ilkbahar.

Aşkı bulmuştu şimdi ceviz, damarları sıcaktı artık.

Olabilirmiş demek,

Aşk bir ağacın damarlarını da ısıtabiliyormuş…

 

Ne kadar süre aşık olabilirsiniz?

Bilmiyorum.

Sonsuza kadar mı?

Neden olmasın?

Ceviz olmuş sonuçta…

 

Ceviz onu sonsuza dek kucağına alacak birini arıyordu.

Ama ilkbahar onu sadece üç ay kollarının arasına aldı.

Gidişi sessizdi, acele ediyordu sanki ses etmeden

Ayrılıp gitti.

 

Ceviz bekledi,

Üç ay daha bekledi.

Yaz onu teselli edemedi,

Meyveleri bile onu neşelendirmeye yetmemişti.

 

Sonbahar geldiğinde cevizin gözyaşları,

Dökülen yapraklarıydı.

Çünkü aşkı, onun son baharıydı…

E.Ekin İNAN 5-B