Yavaş
yavaş yeni yıl yaklaşıyordu. Bir telaş yoktu ortada. İnsanların çoğu yeni
yıldan bir şey beklemiyordu. Kış kendini göstermeye başlıyordu. Sağnak
yağmurlar yerini karlara, sokaklarda akan seller kenarları kar toplamış yollara
bırakmıştı yerini. Çocuklar kar yağışının artmasını istiyorlardı kardan adam
yapabilmek için. Bazı çocuklar ise
kardan adam hayalleri değil, okulların kapanmasını düşlüyordu. Ebeveynler
sadece çocuklarının hasta olmamasını diliyordu. Onlar da iş yorgunluğunu atmak
için en yakın tatili bekliyorlardı.
Bir gün, yeni yıla ramak kalmışken şiddetli bir fırtına,
ardından da kocaman dolular yağmaya başladı. Hava eksi derecelere düşmeye
başladı, kimse evinden çıkmadı çünkü arabaları, yollar, kapılarının önü buz topları
ve kardan geçilemez olmuştu. Evi olmayan birtakım aile, soğuktan üstleri
başları donmuştu. Neyse ki bir kız gaz lambasının ateşiyle kendini ısıtmayı
başarmıştı. Ailesi ve geri kalanlar soğuktan hayatlarını kaybetmişlerdi.
Özellikle sahip olamadıklarını dilemişlerdi ama yeni yıl umutları
gerçekleşmemişti.
Bu olay halk arasında ve haberlerde de konuşulmaya devam
etti ama yeni yıla yalnızca üç gün kalmıştı. Bazı insanlar sadece yeni yılı
düşünürken bazı insanlar bu olayın trajedisine kendini kaptırmıştı. Bilim
insanları soğuğun normali aşmadığını ama sokaklarda yaşayan insanların ısınmaya
yetecek kadar kalın kıyafetleri olmadığı için bu olayın gerçekleştiğini
söylüyordu. Bilime inanmayan kişiler sadece devleti suçlayarak vakitlerini boşa
harcıyordu çünkü bu olayın önüne geçemezdi hiç kimse. Bu olaydan önce alınan
tedbirler ve bu olaydan önce bir farkındalık yaratmak, şu an yüzlerce insanın
hayatta olmasını sağlardı.
Yeni yıl gecesi kız, onun için “ev” olan kutusundan yeni
yılda insanların ne yaptığını merak ederek çıktı. Bir süre pastanelere baktı. Raflar
birbirinden farklı pastalarla kaynıyordu. İştahla baktı ama alacak parası
yoktu. Okullara baktı, noel süsleri yapan çocuklara baktı ama okul eşyası
alacak ve onu okula bırakacak bir ebeveyni yoktu. En son, evlere baktı. Akşam
yemeklerini yiyorlardı aileler. Çocuklar yeni yıl hediyelerini açarken kız,
pencereden onlara baktı. Dönüp sokaklardaki üstleri kar tutmuş ve noel
süsleriyle donatılmış çam ağaçlarına baktı. Yeni yılın insanlara nasıl mutluluk
getirdiğini öğrenmişti ama bu duyguyu tadamamıştı.
Gece yaklaşıyordu ve hava soğuyordu. Artık kutusuna
dönmek için yola çıkan kız, aniden koyu yeşil bir kapının açıldığını gördü. Bir
kadın ve adam kızı içeri aldı. Ona yemeklerinden verdiler, sıcak bir yuva ve
hediyeler verdiler. Hayatında ilk defa bir yatağa yattı ve saatlerin on ikiyi
vuruşunu izledi. Yeni yıl ona çok şey kazandırmıştı ama en önemlisi, bir aile
kazanmıştı ve imkansız olan hayalleri gerçekleşmişti.
“Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır. (Cicero)
Güneş ALTUNCI 6-B