Üzerimde
birinin bakışlarını hissettim. Çok rahatsız edici bir duyguydu. Özellikle ölü
olduğum düşünülünce. 10 seneden beri burada duruyorum. Her gün bir önceki günün
daha sıkıcı bir hali oluyordu. Geçmiş anılarımı izliyordum. Zaten yaşanan bir
şeyi neden tekrar izleyeyim ki? Bugün o iğrenç anımı izliyordum: Ölümümü.
10
sene önce üniversiteye yeni başlamıştım. İlk günümde sözde yeni arkadaşlar
edinmiştim. Üçüyle de yemek yerken tanışmıştım. “Gelin buraya oturalım.” dedi
yeşil gözlü bir kız. “Başka bir yere de oturabiliriz.” dedi yanındaki 2 saatlik
uykuyla duruyormuş gibi görünen kız. Yeşil gözlü kız onun kulağına bir şeyler
fısıldadı ve sırıttılar. Yanıma oturup “Merhaba ben Sam.” dedi yeşil gözlü kız.
“Ben de Rose.” dedi yanındaki. Üçüncü kız da benim yüzüme uzun uzun bakıp çok
kısık bir sesle “Amy” dedi. “Ben de Isabelle.” dedim. “Memnun oldum. Galiba
burada yenisin. Biz de grubumuza yeni bir kişi arıyorduk. Bir önceki kayboldu
da.” “Olur, zaten burada arkadaş edinmek istiyordum.” dedim. “Mükemmel, o zaman
seni bugün akşam olacak pikniğe davet edebiliriz.” dedi Rose. “Bu akşam biraz
işim var ama haftaya olabilir.” dedim.
Bu
kadar çabuk davet edebildiklerine şaşırıyordum. Daha 5 dakika bile olmamıştı
tanışalı. “Tamam, olur, ne zaman istersen.” Yemek boyunca sohbet ettik. Rose ve
Sam çok konuşkandı ama Amy sadece ismini söyledi. Amy ile daha yakın arkadaş
olmak istiyordum. İyi birine benziyordu. Eve giderken sadece bunları
düşünüyordum. Metroya girdim ve çok büyük bir ilan gördüm. Üzerinde “Aranıyor”
yazıyordu ve kıvırcık, kızıl saçlı bir kız vardı. Çok mutlu görünüyordu. İlana
baktım ve metroda yerime oturdum. Sam’in bana ne dediğini hatırladım “Biz de
grubumuza yeni bir kişi arıyorduk. Bir önceki kayboldu da.” demişti. Benim
yaşlarımda görünüyordu. Umarım o değildir dedim kendi kendime ve kulaklığımı
takıp müzik dinlemeye başladım. Eve gelince ailemle yemek yiyip yattım.
Sonraki
günlerde bir önceki günün aynısı oluyordu. Bir hafta boyunca aynı şeyleri
yaptım. Rose, Sam ve Amy’yi biraz daha iyi tanıyordum. Kütüphaneye giderken Sam
yine aynı soruyu sordu: “Isabelle, bugün akşam pikniği hazırladık, gelmek ister
misin?” Hiç istemesem de kabul ettim. “Süper, o zaman akşam altıda seni alırız.
Adresin ne?” Adresimi verdim.
Akşam
oldu ve salonda gelmelerini bekliyordum. Dışarıdan bir korna sesi gelince
çıktım ve arabalarını görünce bindim. Üç kızın bana heyecanla baktıklarını
gördüm. “Hazır mısın?” ‘’Evet’’ Neden bu kadar heyecanlı olduklarını
anlamıyordum. Piknik yapacağımız yere geldik. Geldiğimizde ağaçların diplerinde
bir sürü ölü bedenler gördüm. Arkamı dönüp koşacaktım ki sırtımda dayanılmaz
bir acı hissettim. Üç kıza baktım ve on saniye olmadan buradaydım. Ve o an o
sahneyi izlerken cennetimde birinin beni izlediğini hissettim. Etrafıma baktım
ve Amy’nin sırıtan yüzünü gördüm.
Ayşe Ada ÖZDEMİR 7-B