Soğuk bir kış günü, şehrin ortasındaki
yılbaşı ağacının altında oturan bir küçük kız vardı. Yanına gittim ve uyuyordu.
Kaldırmak istemedim fakat çok soğuktu. Neyse ki kendisi uyandı. “Neden bu
soğukta burada uyuyorsun?” diye sordum. “Kar yağmasını bekliyorum.” diye cevap
verdi. “Hiç kar görmedin mi?” diye sordum tekrar. “Hayır.” dedi. “Bu üzücü.”
diye cevap verdim ve oradan ayrıldım. Ona ne zaman isterse çalıştığım kafeye
gelebileceğini söyledim. Yeni yılbaşı kurabiyeleri yaptığımı da söyledim ve
gittim.
Ben ayrılınca camların donmaya başladığını
gördüm ve ardından kar yağmaya başladı! Kızın yanına koştum. Kız çoktan kalkmış
ve karın içinde dans ediyordu. Yılbaşı ağacının ışıkları yandı ve vatandaşlar
ağacın etrafında yuvarlak olup şarkı söylemeye başladılar. Biz de katıldık.
Garip görünümlü birisi bize isimlerimizi sorarak ağacın altına hediye
yerleştiriyordu. Kar içinde ve büyüleyici ışıklar ile hem kurabiye yedik hem de
hediyeleri açtık. Bana hediye olarak çok güzel bir kazak, kıza da bir oyuncak
ayı gelmişti.
Çok güzel bir geceydi. Kar ile oynadık, tüm mahalle ile yemek yedik ve birbirimize hediyeler verdik. Daha küçük çocuklar ise kar ile oynadılar. Mahallenin büyüleyici ışıkları ile yıldızların altında uyuduk. O gün hayatımda yaşadığım en güzel yılbaşı gecesiydi.
Melisa SEZİK 6-B