Bugün
yine okula gidiyoruz. Okula servisle gittiğim için çok mutluyum. En yakın arkadaşımla
servisin arkasına oturmak ikimizin de çok hoşuna gidiyor. Bir de bugün okulun
son günü olunca işlerin heyecanı ve mutluluğu da artıyor.
“Bugün
okulun son günü… Ne düşünüyorsun?” diye sordu Bob. Ben de tam cevap verecektim
ki çok tatsız bir olay oldu. Servis kendi kendine gaza basmaya başladı.
Duramadı, durmadı ve durmamaya devam etti. İki yakın arkadaş birbirlerine
sarılarak “Bir şey olmayacak, bir şey olmayacak!” diye servisin geri kalanı ile
bağırdılar. Düşmüştük fakat hiçbir ölüm yaşanmadı. Sadece yaralananlar vardı.
İki arkadaş servisten çıkıp buradan gitmek için bir çare bulmaya
çalışıyorlardı. Sonra ben (Kevin) telefonumun olduğunu hatırladım. Ambulansı ve
ailemizi aradım. Yağmur ve batan güneşin içinde oluşan gökkuşağı etrafa çok
güzel bir renk katmıştı. Olayların nasıl bu hale geldiğini anlayamamıştık.
Derken bütün her yerin bulanıklaştığını fark ettim. Gitgide bulanıklaşıyordu.
Gözlerimi
büyükçe açınca rüyada olduğumu ve evde uyuduğumu fark ettim. Pencereden dışarı
baktım ve yağmuru, tek ayağı topallayan bir köpeği, arabaları ve şaşkın bir
kadını gördüm ve okulun dün bittiğini hatırladım. Arkadaşım bugün evimize
gelecekti. Geldiğinde ona sarıldım ve rüyamı anlattım. Sonra bütün günü
eğlenerek geçirdik.
Özgür Rüzgar ALPASLAN 5-B