19 Ocak 2014 Pazar

Beyaz Saç

Üretildiğimde bir sürü saçım vardı. Masmaviydi saçlarım. Sonra hiç de güzel olmayan bir tavırla kolilere doldurulduk. Koliden çıktığımda sert ve ahşap görünümlü bir yatağa konuldum. Bir gün küçük bir kız çocuğu beni kırtasiyede bulunan sert yatağımdan çıkardı ve plastik uyduruk bir poşete koydu. İşte maceram ondan sonra başladı. Kızın evine geldiğimde beni kumaştan ve fermuarlı bir tabuta koydu. Koymak o koymak 12 saat boyunca tabutta kaldım. Büyük bir zangırtıyla uyandığımda kızın evinde değil garip bir çocuk topluluğunun tam ortasındaydım. Kız beni elinde evirdi çevirdi ve ayağıma hızlıca bastı. Onun şiddeti ile mavi saçlarım saklandıkları yerden çıktı. Ben saçlarımı tarayacak diye sevinirken o ne yaptı biliyor musunuz? Saçlarımı defterine sert sert sürttü ve inanır mısınız saçlarımın rengi defterine geçti. Durum böyleyken bir de ayaklarımı ısırmaz mı? Ayaklarımı ısırdığı için gıdıklanıyor ama bir türlü gülemiyordum. Daha sonra kız oramı buramı kurcalarken kafamı koparmaz mı? Bir de parmakları ile değil kafamı yerine takmak, kafamı elinde düzgün tutamadı. O halimle beni ‘öğretmen’ dediği tebeşir kullanıcılarına götürdü. Öğretmen kafamı güzelce yerine taktı ama yanlış taktı ama olsun o kadar. Sonra kız benim saçlarımı defterine bastırırken bir anda saçlarım bitti. Artık beyaz saçlı yaşlı bir kalemdim. Derken saç ekim ameliyatını gördüm. Kız da görmüş olmalı ki bana yeni saçlar getirdi. Artık genç ve siyah bir kalemim. Ezgi SÜRGEVİL 6-A