7 Ocak 2014 Salı

Perde Olmak

Benim kim olduğumu biliyor musunuz? Tabii ki de ben bir perdeyim. Upuzun tüllerim, ince motiflerim vardır. Benim arkamda bir arkadaşım vardır. O benden daha kalındır.
         Duvarda asılı kalmam için kornişlere bağlıyım. Kornişler canımı çok acıtıyordu. Ama artık alıştım. Çünkü eskiyene kadar böyle yaşayacağım.
         Eskirken bazen solmalar oluyor. Bunu da güneş yapıyor. Güneşten bahsetmişken, bazen o kadar ışınları o kadar sıcak geliyor ki bunalıyorum. İçimden “keşke birisi yanıma gelip de yanlışlıkla suyu elinde düşürüp üstüme dökse!” diyorum. En azından çok sıcak havalarda pencereyi açıyorlar. Biraz da hava esti mi dışarıya gezintiye çıkıyorum. Çok ileri gidemesem de havanın güzel kokusunu hissedebiliyor, doğayı görebiliyorum.
         Bazen hep aynı şeyleri görmekten sıkılıyorum. En azından yıkandım mı beni diğerleriyle karıştırıp başka yerlere koyuyorlar. Manzara farklılaşınca farklılıkta oluyor. Canım daha az sıkılıyor.
         Tabii büyük sorunlarımdan birisi de kirlenmem. Beyazken griye dönüşmem hiç de hoş olmuyor. Ama sağ olsun çamaşır makinesi abi beni çok güzel temizliyor. Sonrada balkonlarda sıcak güneşle kuruyorum.
         Ancak başka bir sorunum daha var. Herkes benim yanaklarımı çekiştirip duruyor. Beni bir o yana bir bu yana gönderiyorlar. Bazen yanağımdan bazen kolumdan…
         Aaaa… Unutmadan. Bazen bana bir ip takıyorlar. Neymiş manzarayı göremiyorlarmış, neymiş güneşi biz de görmeliymişiz. Bir de o ipi iyice düğüm atıp, sıktılar mı? Eyvah, eyvah…
         İşte benim yaşadıklarım ve çektiğim acılar böyle ama inanın ki perde olmak güzel.
Özlem KIVILCIM
5-B 128