7 Ocak 2014 Salı

-Bir Çantanın Düşündükleri-



Merhaba! Ben bir okul çantasıyım. Sürekli kilolarca kitaplar , defterler , kalem kutuları , performans görevleri... Serkan diye bir çocuk koyuyor bunları içime. Beni sevip sevmediğini anlamıyorum. Daha doğrusu adının Serkan olduğundan bile emin değilim. Annesi ile babası konuşurken sanırım onu Serkan diyerek çağırıyorlardı. Galiba annesinin adı Zeynep, babasının adı Emin'di.

Beni satın alırken çok sevinmişti Serkan ve ailesi.Sanırım bu "sevinme" sadece beni satın alırken vardı. Beni satın aldıklarından itibaren sadece 1 yıl geçti ancak artık hiç okula gitmiyorum. Bir gün bir tane çanta daha geldi. O çantayı Emin getirmişti. Sanırım Pınar Et diye bir firmada çalışıyor ve bu çantayı ona hediye olarak vermişler. "Pınar Et" yazısını çıkarttılar ve o çantayı benim yerime kullanmaya başladı Serkan. Aslında evde de bir arkadaşım olmuş oldu ancak diğer okuldaki arkadaşlarımdan ayrı kaldım. Nereden baksan bir 100-120 adet cansız arkadaşım vardı.

Kalemler,sıralar,çantalar,sandalyeler... Ancak en unutamadığım herkesin en yakın ve en centilmen arkadaşı bina. O bina var ya o bina , beni ve uzak yakın bütün arkadaşlarımı hiç durmadan taşımayı ihmal etmedi. İnsanların o kadar güçlü bir şeyi nasıl yaptığını ve ne sürede yaptığını anlayamıyorum. Ama bir önemi yok, ayrıldım zaten arkadaşımla.Bu yüzden hala üzgünüm. Artık beni sadece tatile giderken falan kullanıyor Serkan.


Kim bilir kaç arkadaşım şu anda benim yaşadığım duyguları yaşıyordur. Kesinlikle bina mutludur çünkü o hareket edemez, yerinden sökülemez. Ayrılan arkadaşlarını da, kalanları da görüyordur herhalde. Ama inşallah arkadaşlarım mutludur, onlar mutlu olsun, bana yeter.

Hakan Artun Aydın
5-B