19 Ocak 2014 Pazar

HAYAT OYUNU

Bu sabah yepyeni bir güne uyandım. Evin tahta penceresinin ardından vuran güneş kırışıklarımı kapatmaya yetiyordu. Yoktur benim bebekliğim ne çocukluğum ne yetişkinliğim… Çocukluğumu yaşamaktayım zaten. Hüseyin benim çocukluk aşkımdır. Öyle nişan evlilik filan anlamam. Aşk paylaşmaktır. Beraberliğin yeni bir tada dönüşüp eskileri unutturmasıdır. Hayatı bir oyun olarak düşünürsek zarı beraber atmaktır. Biz onunla bazen el ele oturup hayal kurarız. Hayal kurmak, hâlâ, anlamını yitirmeyen bir kurtuluş gibidir “bizim” için. Bazen çimenlikte koşarız. Bazen o bana anlatır çocukluğunu ben de masal dinleyen meraklı çocuk tavrıyla dinlerim. Bazen de el ele çimenlikte koşarız. Hayat bizim için hiç sonu olmayacak bir oyun gibidir. Her zaman yeni oynayış biçimleri ve yeni kurallar ekleriz. UNUTMAYIN, HAYAT OYUNUNA EKLEYEBİLECEĞİNİZ KURALLAR VE YENİ OYNAYIŞLAR SONSUZDUR. OYUNUNUZDAN KEYİF ALIN VE GÖNLÜNÜZCE OYNAYIN. Güney Naz TÜMÜKLÜ 6-B