19 Ocak 2014 Pazar
SAF ÇOBANIN HATASI
Çok eski zamanlarda uzak köylerin birinde bir çoban varmış. Bu çoban köydeki kulübesinde karısı ve çocukları ile yaşarmış. Çok yardımsever, çalışkan ama safmış. Köyündekilere hep yardım eder ama nedense ailesine yardım etmezmiş. Ne de olsa mum dibine ışık vermez.
Köye yeni göç eden bir adam onun saflığını fark etmiş. Onun bu zaafından yararlanarak hırsızlık yapmaya karar vermiş. Çobanın evine gitmiş ve ağzına bir parça bal çalmış. Çobana "Kasabın önünde yeni gelen koyunlar var. Benim bir işim var, sen onlardan birisini akşamüstü benim evime getirirsen sana bir kese altın veririm.'' demiş. Bizim saf çoban tabii ki de kabul etmiş. O sırada karısı misafirler için un almasını söylemiş. Çoban karısını terslemiş ve ''Ben senin gününle mi uğraşacağım be kadın!'' demiş. Karısı buna çok üzülmüş ve mutfağa gitmiş. Bir süre sonra çobanın yanına çocukları gelmiş ve ''Baba biz çikolata alacağız, para verir misin?'' demişler. Babaları onları da terslemiş ve ''Hayır, evde çikolata mı kalmadı be çocuk!'' demiş. Bunu duyan çocuklar üzülerek gitmişler.
Öğlen vakti çoban arkadaşının evine gitmiş. Arkadaşına övüne övüne ona verilen görevi anlatmış. Arkadaşı da ona ''O adam pek tekin birine benzemiyor. Bence sen çoban kulübesinde padişah rüyası görüyorsun.'' demiş. O da arkadaşına kızarak kasaba gitmiş. Koyunlar kasabın önünde bekliyorlarmış. Çoban rahatça bir koyunun ipini çözmüş ve koyunla birlikte adamın evine gitmiş. Adam kapının önünde onu bekliyormuş. Çoban adama koyunu, adam da ona eski bir keseyi vermiş. Kese nedense çok hafifmiş. Çoban keseyle birlikte eve dönmüş. Yemek yemiş ve uyumuş.
Gece kasap koyunlardan birinin eksik olduğunu fark etmiş. Etraftakilere sorup soruşturmuş ve çobanın bir koyunu alıp götürdüğünü öğrenmiş. Hemen jandarmaya gitmiş, durumu anlatmış. Beraber çobanın evine gitmişler. Gece saat birde kapısının çaldığını duyan çoban korkmuş. Pencereden bakmış, gelen jandarmaymış. Çok şaşırmış. Ardından aşağı inip kapıyı açmış. Jandarma koyun çaldığı için tutuklu olduğunu söylemiş. Çoban da ''Hayır, ben o koyunu çalmadım, bir kese altın karşılığında dağdaki eve götürdüm.'' demiş, ''Bakın işte kese burada.'' Kesenin boş olduğunu gören jandarma onu tutuklamış.
Çoban 3 yıl hapishanede kaldıktan sonra dışarı çıkmış ve köyüne dönmüş. Önce ailesinin yanına gitmiş. Sonra arkadaşıyla buluşmuş. Arkadaşı ona köye yeni birinin taşındığını söylemiş ve çobanı bu kişiyle tanıştırmış. Beraber çay içmişler. Yeni taşınan kişi çobandan şekeri uzatmasını istemiş. Çoban çok dikkat ederek şekeri uzatmış. Bunu gören arkadaşı ''E tabii, sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.'' demiş ve gülmüşler.
Naz KARAİSMAİLOĞLU Ceren ÇİV Elif Naz AYSAL Elif Naz ERTÜRK 7-B